Bu makalede, Ermenistan dış
politikasında Ter-Petrosyan, Koçaryan ve Sarkisyan dönemlerinin reelpolitik ve
psikopolitik açıdan bir tahlili yapılmaktadır. Ermenistan, jeopolitik ve
jeoekonomik sınırlılıklarına rağmen, kimliğiyle ilgili hususları çıkarlarının
üzerinde görmekte; bununla bağlantılı irredantist düşünce ve eylemleri
nedeniyle İran haricindeki komşularıyla ilişkilerini normalleştirememektedir.
Bu yalnızlaşmada sorumluluğun tek tarafa yüklenemeyeceği aşikârdır. Fakat
Ermenistan’ın millî çıkarlarını maksimize etmesini engelleyen kompülsif bir dış
politika takip ettiği; bu psikopolitik kompülsiyonun da seçilmiş travmaları
canlı tutmaya çalışan iç ve dış baskı gruplarından kaynaklandığı söylenebilir.
Söz konusu baskı gruplarının başında diyaspora örgütleri gelmektedir.
Diyasporanın etkinliğine bağlı olarak Ermenistan dış politikası değişimden çok
süreklilik arz etmiştir. Ermeni milliyetçiliği açısından bir karşılaştırma
yapıldığında, Ter-Petrosyan iç politikada sert, dış politikada yumuşak;
Koçaryan hem iç hem dış politikada sert; Sarkisyan ise hem iç hem dış
politikada yumuşak bir görüntü sergilemiştir. Ancak bu tutum farklılıkları
ülkenin dış politika çizgisini değiştirmemiştir. Genel hatlarıyla Ermenistan’ın
İran, Rusya ve ABD ile ilişkilerinde reelpolitik; Türkiye ve Azerbaycan ile
ilişkilerinde ise psikopolitik saiklerin etkili olduğu söylenebilir.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2016 |
Gönderilme Tarihi | 28 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 2 Sayı: 3 |