İslam hukuku ilminde
"şer‘î-amelî hükme ulaştıran vasıta" şeklinde tarif edilen delil;
kaynaklarda aklî-naklî, kat‘î-zannî ve aslî-fer'î gibi çeşitli yönlerden
tasnife tabi tutulmuştur. Bunlardan aslî-fer'î şeklindeki tasnif, diğerlerine
nazaran fıkıh edebiyatında yaygınlaşmış ve genel kabul görmüştür. Buna göre
Kitap, Sünnet, icmâ ve kıyas gibi şer‘î deliller, aslî deliller grubunda yer
alırken; istihsân, istislâh, istishâb, sedd-i zerâyi‘ gibi deliller de fer‘î
deliller grubunda yer almıştır. Delillerin bu şekilde sınıflandırılması,
onların üzerinde ittifak değil; ihtilâf olduğunu göstermektedir. Aslî
delillerin, "sahih deliller" olduğu hususunda ittifak vardır. Fakat
fer'î delillerden bazısı, fıkhî ekollerden birine göre sahih kabul edilirken
diğerine göre fâsid kabul edilmiştir. Son dönemlerde dini ilimler alanında
usûl/yöntem tartışmalarının yoğunlaştığı bir vakıadır. Fıkıh usûlü ilminin de
bu tartışmalardan nasibini aldığı gerçeği, şer’î delillerin iyi anlaşılmasını
gerekli kılmaktadır. Çünkü İslam hukukunun ana konusu olan hükümler, bu şer'î
delillerden elde edilmektedir. Bu durumda bir hükmün hangi şer'î delil ile elde
edildiği önem arz etmektedir. Burada hangi delillerin "fâsid olduğu"
iddialarını ve bu iddiaların gerekçelerini ortaya koymaya çalışacağız.
Bölüm | Araştırma makaleleri |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 1 |