In terms of Public Law and especially Human Rights Law, it is relatively a new development that the prohibition of abuse of rights and freedoms has taken its place in positive law texts. Despite the ones who think that there is no need for such a regulation, the experiences in the political life of the twentieth century have revealed the negative consequences of the abuse of rights and freedoms. The main idea on which the prohibition is based is to prevent the abuse of the sovereign right of the state. However, the prohibition of abusing the rights and freedoms has been implemented in our country for a long time as a general prohibition reason for preserving the state ideology. When the decisions of the European Court of Human Rights are examined, it is seen that the ECHR has a tendency to apply the prohibition of abuse less and to evaluate freedoms within its own limitations. In the study, primarily, the prohibition of abuse will be addressed on the basis of private law, and then the development process of the prohibition in the field of public law will be examined. In the last part, the regulations existed in national, regional and international legal documents will be discussed in the light of court decisions.
Principle of Honesty Fundamental Rights and Freedoms Prohibition of Abuse of Rights and Freedoms Democratic Constitutional Order Militant Democracy
Kamu Hukuku ve özellikle İnsan Hakları Hukuku bakımından hak ve özgürlükleri kötüye kullanma yasağının pozitif hukuk metinlerinde yerini alması nispeten yeni bir durumdur. Bu yönde bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığı görüşünde olanlara karşın, yirminci yüzyıl siyasi hayatında yaşanan deneyimler, hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasının yol açacağı olumsuz sonuçları somut olarak ortaya koymuştur. Yasağın dayandığı esas düşünce, devletin sahip olduğu egemenlik yetkisinin kötüye kullanımını engellemektir. Bununla birlikte, hak ve özgürlükleri kötüye kullanma yasağı ülkemizde uzunca bir süre devlet ideolojisini koruyan genel bir yasaklama sebebi olarak uygulanmıştır. Konuya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları incelendiğinde, AİHM’nin, kötüye kullanma yasağına zaman içerisinde daha az başvurma ve özgürlükleri kendi sınırlama sebepleri içerisinde değerlendirme eğiliminde olduğu görülmektedir. Çalışmada kötüye kullanma yasağına öncelikle özel hukuk açısından değinilecek, ardından yasağın kamu hukuku alanındaki gelişim süreci incelenecektir. Son bölümde ise ulusal, bölgesel ve uluslararası hukuki belgelerde yer alan düzenlemeler mahkeme kararları ışığında ele alınacaktır.
Dürüstlük ilkesi Temel Hak ve Özgürlükler Hak ve Özgürlükleri Kötüye Kullanma Yasağı Demokratik Anayasal Düzen Militan Demokrasi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | KAMU HUKUKU |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 27 Sayı: 4 |