This study is to explain why the dominant concept of development
should be rejected by examining their feasibility and applicability at national
and international scale. Development was regarded as a pure economic concept
and its social dimensions were ignored. Hence, insufficient evaluations were
made by International Organizations, such as the World Bank and the IMF through
economic criteria. Formerly, economic growth and development have been used as
concepts equivalent to each other even if there is no positive correlation
between them. Failure of development attempts were seen as a failure of
government, and neoliberal policies that have been always influential on this
issue were not questioned enough. Therefore, an economic system analysis will
also be included with general criticism. The problem of poverty and the fact
that there are still a lot of people who died in hunger confirms the inadequacy
of development concept and the necessity of rejecting this notion. Correspondingly,
instead of the narrow view that limits human needs to nutrition, shelter and
clothing, the capability approach of Amartya Sen will be examined in the
article.
Refutation of development Neoliberalism Efficient Distribution of Resources Politics of World Trade Organization and International Monetary Fund’s Poverty
Bu çalışmada ulusal ve uluslararası boyutuyla
ülkelerin kabul ettikleri veya kendilerine dayatılmış olan kalkınma
politikalarının uygulanabilirliği ve verimliliği incelenerek, egemen kalkınma
kavramının neden reddedilmesi gerektiği açıklanacaktır. Kalkınma salt ekonomik
bir kavram olarak görülmüş ve sosyal boyutları göz ardı edilerek Dünya Bankası,
IMF gibi uluslararası kuruluşlar tarafından iktisadi kriterler vasıtasıyla
yetersiz değerlendirmeler yapılmıştır. Başlangıçta iktisadi büyüme ve kalkınma
birbirine eşdeğer kavramlar olarak kullanılmış fakat sonrasında doğru orantılı
dahi olmadıkları belirlenmiştir. Bu süreçte Dünya Bankası, IMF gibi kurumların
stratejileri doğrultusunda kalkınmak isteyen devletler de uygulanan kalkınma
politikalarının ekonomik ve sosyal maliyetlerine katlanmak zorunda
kalmışlardır. Tüm başarısız kalkınma girişimlerinde hükümetler hatalı görülmüş
ve bu hususta sürekli etkisini arttıran neoliberal politikalar genellikle daha
az sorgulanmıştır. Bu sebeple, neoliberal iktisadi düşünceler ekseninde
iktisadi bir sistem analizi de genel eleştrilerin beraberinde yer alacaktır.
Yapılan kalkınma hamlelerine rağmen yoksulluk probleminin ortadan
kaldırılamadığı ve hatta her gün on binlerce insanın açlık sebebiyle hayatını
kaybettiği gerçeği kalkınma kavramının yetersizliğini ve bu kavramın reddinin
gerekliliğini teyit etmektedir. Bu noktada, insan ihtiyaçlarını beslenme,
barınma ve giyinme ile sınırlayan dar görüşün yerine, Amartya Sen’in kapasite
yaklaşımı da çalışma içerisinde incelenecektir.
Kalkınmanın Reddi Neoliberalizm Kaynakların Etkin Dağılımı Dünya Ticaret Örgütü ve Uluslararası Para Fonu Politikaları Yoksulluk
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Ana Bölüm |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Ekim 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 20 Sayı: 2 |