Makale, 2015 Mülteci Krizi’nden sonra Almanya ve Macaristan’da ulusal göç mevzuatına getirilen değişikliklere odaklanmaktadır ve adı geçen ülkelerin Arap Baharı sonucunda yaşanan kitlesel göçe verdiği tepkileri araştırmaktadır. Çalışma objesi olarak Almanya ve Macaristan’ın tercih edilmesinin temel nedeni ise hem göçe yaklaşımı hem de yönetici kadrosu açısından iki farklı örneği teşkil eden devletlerin ele alınmasının daha analitik sonuçlara ulaşmaya yardımcı olacağında yatmaktadır. Çalışma, Almanya ve Macaristan’ın uluslararası göç politikalarının fiiliyatta ulusal çıkarların ifadesi olduğunu iddia etmektedir. Önerilen araştırma tezine cevap verebilmek için çalışmada 2015 mülteci krizi sonrası dönemde Almanya ve Macaristan’ın ulusal göç politikalarında yaptıkları reformlar realist gelenek çerçevesinde analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, her iki devletin Realizmin düzensiz göçe dair ortaya koyduğu önermelere uygun bir seyir izlediği ve uluslararası göç politikalarının çıkar odaklı pragmatizm üzerine kurulu olduğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda, Neoklasik Realizmin politika yapımı ile ilgili ortaya koyduğu hipotezlere uygun olacak şekilde her iki ülkenin kriz sürecindeki politikalarının iç siyasetteki gelişmelerden ve ülkelerin iç özelliklerinden önemli ölçüde etkilendiği görülmüştür.
The article focuses on the changes brought to the national immigration legislation in Germany and Hungary after the 2015 Refugee Crisis. The main reason for choosing Germany and Hungary as the study objects lies in the fact that considering the states that constitute two different examples in terms of both their approach to immigration and their administrative staff will help to reach more analytical results. The study claims that the international migration policies of Germany and Hungary are the expression of national interests in practice. In order to answer the proposed research thesis, the reforms made by Germany and Hungary in their national migration policies in the aftermath of the 2015 refugee crisis were analyzed within the framework of the realist tradition. As a result of the study, it has been determined that both states follow a course in accordance with the axioms of Realism on irregular migration and their international migration policies are based on interest-oriented pragmatism. At the same time, in accordance with the hypotheses put forward by Neoclassical Realism about policy making, it was seen that the policies of both countries during the crisis were significantly affected by the developments in domestic politics and the internal characteristics of the countries.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Avrupa ve Bölge Çalışmaları, Avrupa Birliği |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 2 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 12 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 3 Sayı: 1 |