During the final periods of the Ottoman Empire, after the 1838 Balta Liman Trade Agreement, significant issues relating to production and foreign trade came to the forefront. The important economic disadvantage arose from the depletion of natural resources and human force resulting from extended conflicts during the early establishment era of the Türkiye Republic. Economic activities and foreign trade performance have shown fluctuating trends in the 100-year period from the establishment of the Türkiye Republic to today. The roots of economic policy foundations of the Republican period were made in 1923 at the Izmir Economy Congress. The Republic of Türkiye had foreign trade surpluses during the Second World War after that, the liberal economy model started to implement in 1946 resulting in the foreign trade deficit. Although import substitution policies had positive effects on exports, they increased imports much more and created structural foreign trade deficit problems. In 1980, instead of import substitution, an export-based industrialization policy was adopted. Despite the intention to broaden export avenues through participation in the 1996 Customs Union, the swift rise in imports exacerbated the trade deficit. The Türkiye economy was adversely affected by regional crises in 1994 and 2000, a global crisis in 2008 and, the Covid-19 outbreak in 2019.
Ottoman Foreign Trade Policy Foreign Trade Policy of the Republic of Türkiye Export Import
Osmanlı’nın son döneminde 1838 Balta Limanı Ticaret Anlaşmasının sonrasında önemli üretim ve dış ticaret sorunları baş göstermiştir. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında uzun süren savaşlardan dolayı doğal kaynakların ve insan gücünün kaybedilmiş olması ekonomik açıdan önemli bir dezavantaj oluşturmuştur. Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar 100 yıllık periyotta ekonomik aktiviteler ve dış ticaret performansı dalgalı bir seyir izlemiştir. Cumhuriyet döneminin ekonomik temelleri 1923’te İzmir İktisat Kongresi’nde atılmıştır. İkinci Dünya Savaşı döneminde dış ticaret fazlası veren Türkiye Cumhuriyeti, 1946’dan itibaren liberal ekonomi modeline geçmiş ve bu dönemden sonra dış ticaret açığı vermeye başlamıştır. İthal ikameci politikalar ihracatı olumlu etkilese de ithalatı çok daha fazla artırarak dış ticaret açığı problemini yapısal bir hale getirmiştir. 1980’de ithal ikameci politika yerine ihracata dayalı sanayileşme politikası benimsenmiştir. 1996 Gümrük Birliğine katılarak ihracat pazarlarının genişletilmesi amaçlanmış olsa da ithalattaki hızlı artış dış ticaret açığını derinleştirmiştir. 1994 ve 2000’li yıllarda bölgesel, 2008’de küresel kriz ile yüzleşen Türkiye ekonomisi bu krizlerden ve 2019’da yaşanan Covid-19 salgınından olumsuz etkilenmiştir.
Osmanlı Dış Ticaret Politikası Türkiye Cumhuriyeti Dış Ticaret Politikası İhracat İthalat
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Mikro İktisat (Diğer) |
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 5 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.