Unlike other studies about the structure by many scientists, this study aims to reveal the place and importance of Kırkgöz Han in Turkish Commercial Structures based on the new data acquired with the architectural ruins (Kiosk masjid, Public bath, kiln etc.) discovered in 2006-2007 excavation-cleaning works and the reading of the “inscription” which has not been read and understood completely and is not published today. Han is the next stop of Evdir Han and located on the part of Antalya-Istanbul road, which connects the Mediterranean coast to İstanbul, where the destination is Antalya-Dinar through Burdur. Further on this road, there are Susuz and İncir Han which date back to the period of Gıyaseddin Keyhüsrev II, just like Kırkgöz Han. The structure is in the group of “Hans with same size courtyard and shelter” in the type of “mixed-use plan with closed area and courtyard”; it was built by placing the shelter part on the northern edge of the courtyard, and almost joined with the courtyard. The traces from the building indicate that the kiln in the southeast corner of the courtyard and the mudbrick building in the southwest were probably architectural elements added during the later use of the building. In addition, the four pillar remains of different sizes found in the middle of the courtyard and the well located next to the southeast pillar can be explained with “kiosk masjid,” which is generally seen in sultan Hans. The most important part of the structure is the inscription which was read by us completely. The inscription comes to the forefront among other caravansaries because one of the new epithets of the sultan,“tâc-ı ûla” meaning “the first owner of crown”, was used in it for the first time, it was built by Gıyaseddin Keyhüsrev II for “sitte melike”, and the phrase of “ribat” and the statement that “all living creatures are welcomed” are mentioned for this structure
Kırkgöz Han Çubuk Han II. Gıyaseddin Keyhüsrev Caravansary Han
Birçok bilim insanı tarafından çalışılan yapıda bu çalışma ile diğerlerinden farklı olarak, Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde bulunan karma plan tipinin değişik bir uygulaması olan Kırkgöz Hanı’nın, 2006-2007 yılı kazı-temizlik çalışmalarında ortaya çıkan mimari buluntuları (Köşk mescit, Hamam, Fırın vb.) ve günümüze ayrıntılı olarak okunup tam anlamı ile yayınlanmayan “ kitabesi”nin okunması ile ulaşılan yeni verilerden hareketle, Türk Ticaret Yapıları içindeki yeri ve öneminin ortaya konması amaçlanmaktadır. Han, Akdeniz sahillerini İstanbul’a bağlayan Antalya-İstanbul yolunun Antalya-Dinar’a Burdur üzerinden giden bölümünde Evdir Han’dan sonraki duraktır. Bu yolun devamında, Kırkgöz Han gibi II. Gıyaseddin Keyhüsrev Dönemi’ne tarihlenen Susuz ve İncir Han bulunmaktadır. Yapı, ‘’kapalı bölüm (barınak) ve avludan oluşan karma plan’’ tipinin “avlu ve barınak kısmı aynı genişlikte olan hanlar” grubu içinde, barınak kısmının avlunun kuzey kenarına yerleştirilmesinden meydana gelmekte olup, adeta avlu ile kaynaştırılmış bir şekildedir. Yapıdan gelen izler, avlunun güneydoğu köşesindeki fırın ile güneybatısındaki kerpiç malzemeli kuruluşun, muhtemelen yapının daha geç bir dönemdeki kullanımı sırasında eklenen mimari unsurlar olduğunu göstermektedir. Ayrıca; avlu ortasındaki farklı boyutlara sahip dört ayak kalıntısı ve bunlardan güneydoğu ayağa bitişik kuyu, daha çok sultan hanlarında karşımıza çıkan “köşk mescit” ile açıklanabilir. Yapının en önemli bölümü, tarafımızdan bütünüyle okunan kitabesidir. Kitabe, hem sultanın yeni sıfatlarından biri olan “tâc-ı ûla” yani “ilk taç sahibi” sıfatının ilk kez burada kullanılması, hem ‘’sitte melike’’ için sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılmış olması, hem de yine bu sultan dönemine tarihlenen Derebucak Tol Han kitabesinde de yapı için kullanılan ‘’ribat’’ kelimesi ve ‘’bütün canlıların misafir edilmesi’’ ifadesi ile diğer kervansaray yapıları içinde öne çıkmaktadır.
Kırkgöz Han Çubuk Han kervansaray II. Gıyaseddin Keyhüsrev han
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Aralık 2019 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ekim 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 6 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.