Tolerans, pratik yaşamda önemli etkileri olması nedeniyle felsefi olarak incelenen, yine de anlaşılması kolay olmayan bir kavramdır. Tolerans; ırk, din, cinsiyet farkı olmaksızın bütün insanların toplum içerisinde ve yasalar karşısında eşit ve özgür oldukları düşüncesinden hareket etmektedir. Toleransın özünde güç ve zorlamaya dayalı bir anlayışın yerine, insanların karşılıklı olarak birbirlerini anladıkları, anlamaya çalıştıkları, birbirlerinin kusurlarına ve hatalarına katlanmaları düşüncesi vardır. Adaletin ön plana çıkan amaçlarından birisi, kişilerin kendi haklarını kullanabilmeleriyle daha iyi işleyen bir toplumun olabildiğince gerçekleştirilmesidir. Ancak, adaletin sağlanması, sadece yasalarla ve cezalandırmalarla mümkün değildir. Bu bağlamda yasaların uygulanması kadar yasaların oluşturulması sürecinde de tolerans anlayışının önemi belirmektedir. Ahlak ile hukuk arasındaki bağlantı ve aynı zamanda adaletin bir erdem olarak da değerlendirildiği akla getirilecek olursa, toleransın sağlayacağı yararlar ön plana çıkacaktır. Bireyler arasında yaşanan toleranssızlık, güvenli ve adil bir toplumun oluşumunu zorlaştırmaktadır. Halbuki, bireysel hakların tanınması; dahası bireysel farklılıkların kabul edilmesi, toplumsal çeşitliliğin devamını kolaylaştırmakta ve insanların birbirlerine saygı göstermelerine neden olmaktadır. Bu demektir ki, tolerans anlayışı bir yandan suçun, cezanın, hukukun anlaşılmasında diğer yandan suçun oluşmasının engellenmesinde ve toplumda sağlıklı ilişkilerin kurulmasında temel bir öneme sahiptir. Ayrıca tolerans kavramı hem gündelik hayatta hem de ceza hukuku kuramlarında kullanılan, adalet, suçluluk, eşitlik ve sorumluluk gibi kriminolojideki (suç bilimindeki) bazı kavramlarla doğrudan ve dolaylı olarak ilişkilidir. Kriminologların, giderek artan bir ilgiyle, toleransın, suçun oluşumunda ve suç kontrol politikalarının gelişiminde esas olmasa da önemli bir rol üstlendiğini ifade etmekte olmaları tolerans ve adalet ilişkisini yeniden gündeme getirmektedir. Bu çalışmada, belirtilen bu ilişkiler incelenecektir.
Tolerance is a concept that is studied philosophically but is still not easy to understand because of its important implications in practical life. Tolerance acts with the idea that all people, regardless of race, religion and gender, are equal and free in society and before the law. In the essence of tolerance, instead of an understanding based on power and coercion, there is the idea that people understand or try to understand each other, and endure each other's flaws and faults. One of the prominent goals of justice is the realization of a better-functioning society as much as possible, by the ability of individuals to exercise their rights. However, justice is not possible only with laws and punishments. In this context, the importance of the understanding of tolerance in the process of making laws as well as in the implementation of laws becomes evident. If it is considered that the connection between morality and law and that justice is also considered as a virtue, the benefits of tolerance will come to the fore. Intolerance among individuals makes it difficult to establish a safe and fair society. However, recognition of individual rights and accepting individual differences facilitate the continuation of social diversity and causes people to respect each other. This means that the understanding of tolerance has a fundamental importance in understanding the crime, punishment and law on the one hand, and preventing the occurrence of crime and establishing healthy relationships in society on the other hand. In addition, the concept of tolerance is directly and indirectly related to some concepts in criminology such as justice, delinquency, equality and responsibility, which are used both in daily life and in criminal law theories. Criminologists express with increasing interest that tolerance plays an important, if not an essential, role in the formation of crime and the development of crime control policies, bringing the relationship between tolerance and justice back to the agenda. In this study, these relationships will be examined.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 8 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 8 Sayı: 15 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.