Gelişmekte olan ekonomilerde tarım sektörünün verimliliğinin artırılmasına yönelik çeşitli politikalar uygulanmıştır. Bu politikalardan biri de toprak reformu olmuştur. Uluslararası ekonominin 18. yüzyıl sonuna değin tarım ekonomisi şeklinde ilerlemesi, tarım üretiminin yapıldığı arazilerin önemli bir gelir ve servet kaynağı olmasına sebep olmasını sağlamış, politika yapıcılar, tarım arazilerinin daha verimli işlenmesi ve geniş tarım arazisi sahiplerinin ekonomik ve politik güçlerinin azalması nedeniyle toprak reformu politikalarını tercih etmişlerdir. Bu çalışmada, tarım üretimi için gerekli görülen toprak reformu uygulamalarının istikrarlı üretim artışındaki ve/veya tarım arazilerin mülkiyetinin adil dağılımına olanak sağlamadaki başarısı sorgulanmıştır. Toprak reformu uygulamaları, örnek ekonomiler üzerinden değerlendirilmiş, bu politikaların sonuçları ekonomik ve sosyopolitik olarak incelenmiştir. Örnek ekonomilerde toprak reformunun ekonomi ayağını oluşturan devlet teşvik ve sübvansiyonları ile teknik destek gibi uygulamalar ele alınmış, ortaya çıkan sonuçlar tarım üretimi bazında değerlendirilmiştir. Reform uygulamaların sosyopolititik ayağı ise bir çıkar grubu olarak beliren tarım arazisi sahiplerinin reformlar öncesi ve sonrası durumları üzerinde yoğunlaşmıştır. Çalışmanın sonuç kısmında, gelişmekte olan ekonomilerde uygulanan toprak reformu politikalarının tarım üretimi konusunda dikkate değer bir artışa sebep olmadığı görülmüştür. Bunun yanında, söz konusu politikaların uygulanmasındaki bir diğer sebep olan, tarım arazilerinin daha geniş kesime dağıtılması hedefi de kısa süreli olarak başarılı olmuş ve daha sonra önemini yitirmiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında, tarım sektöründe gerekli olan desteğin yetersiz sağlanması ile verimlilikten uzak üretim süreçlerinin izlenmesi gibi problemler önemli rol oynamıştır. Bu problemlerin önüne geçebilmek amacıyla köylülere ekonomik yardım ve teknolojik destek sağlanması ile köylülere dağıtılan tarım arazilerinin tekrar sermaye birikimi amacıyla kullanılmasının önüne geçilmesine yönelik önlemler büyük önem taşımaktadır.
Toprak mülkiyeti toprak reformu kapitalist üretim tarım arazileri
Various policies have been implemented to increase the productivity of the agricultural sector in developing economies. One of these policies was land reform. Since the international economy progressed in form of agricultural economy until the 19th century, agricultural lands became an important source of income and wealth. Policy makers preferred land reform policy due to the more efficient agricultural production and to reduce the economic and political power of the owners of large agricultural lands. In this study, the success of land reform practices, which is considered necessary for stable growth in agricultural production, and/or fair distribution of agricultural land ownership was questioned. Land reform practices were handled through sample economies, and the results of these policies were examined economically and socio-politically. Practices such as state incentives and subsidies and technical support, which are the economic pillars of land reform in sample economies, were discussed, and the results were evaluated on the basis of agricultural production. The socio-political pillar of the reforms focused on the pre- and post-reform situation of the agricultural land owners. In the conclusion, it was seen that the land reform policies implemented in developing economies did not cause a remarkable increase in agricultural production. In addition, the goal of distributing agricultural lands to a wider population was successful for a short time and then lost its importance. In the emergence of this situation, problems such as insufficient support in the agricultural sector and production processes that are far from productivity played an important role.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tüm Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ekim 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 9 Sayı: 20 |
MAKALE DEĞERLENDİRME SÜRECİ
Yazar tarafından gönderilen bir makale, gönderim tarihinden itibaren 10 gün içinde dergi sekreteri tarafından makalenin, telif sözleşmesinin ve benzerlik raporunun (Turnitin programı) eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden incelenir. İstenilen bu dosyalar eksiksiz ve düzgün bir şekilde gönderilmiş ise makale; ikinci aşamada derginin yayın çizgisine uygun olup olmadığı yönünden değerlendirilir. Bu süreçte makale yayın çizgisine uygun değilse yazara iade edilir. Makale yayın çizgisine uygun ise şablona uygun bir şekilde gönderilip gönderilmediği yönünden değerlendirilir. Şayet makale şablona uyarlanıp gönderilmemiş ise değerlendirme sürecine alınmaz. Bu süreçte yazarın derginin belirlediği şartlara uygun bir şekilde sisteme makale yüklemesi beklenir. Makale şablona uygun bir şekilde hazırlanıp gönderilmiş ise son aşamada makale derginin yayın ilkeleri, yazım kuralları, öz, abstract, extented abstract, kaynakça gösterimi vb. yönlerden incelenir. Bu ayrıntılarda makalede bir sorun varsa yazarın bu hususları tamamlaması istenir ve verilen süre içerisinde eksiksiz bir şekilde yeniden makaleyi göndermesi istenir.
Tüm bu aşamaları geçen makale, editör tarafından bilimsel yeterliliğinin denetlenmesi amacıyla ikinci 7 günlük süre içerisinde çalışmaya uygun iki hakeme değerlendirmeleri için gönderilir. Hakemlerin değerlendirme süreleri 15 gündür. Bu süre zarfında hakemlik görevini tamamlamayan bir hakem olursa ilgili hakeme değerlendirmeyi tamamlaması için 7 günlük ek süre verilebilir. Bu süre zarfında hakem görevini yerine getirmezse yerine yeni bir hakem ataması yapılır. En az iki hakemden gelen raporlar olumlu ise makale yayın aşamasına alınır. Hakem raporlarından birisi olumlu diğeri olumsuz ise makale üçüncü bir hakeme gönderilir. Üçüncü hakem raporu da olumsuz ise makale ret edilir. Üçüncü hakemin değerlendirmesi olumlu ise makaleyle ilgili hakem raporları dergi alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından incelenir. Makalenin yayınlanmasıyla ilgili nihai karar alan editörlerinden oluşan Editörler Kurulu tarafından verilir. Hakem raporlarının yetersiz ve tatmin etmekten uzak olması veya İngilizce editör tarafından abstract ve extented abstract’ın yetersiz görülmesi hallerinde de yine makaleyle ilgili son karar Editörler Kurulu tarafından verilir. Tüm bu aşamalardan geçen bir makale en yakın sayıya yayınlanmak üzere eklenir. İlgili sayıda yer kalmaması halinde makalenin yayımı bir sonraki sayıya kaydırılır. Bu durumda ve tüm değerlendirme sürecinde yazar isterse makalesini geri çekme hakkına sahiptir. Ancak bu durumu dergiye bildirmesi gerekir. Makale gönderim tarihinden makalenin yayına kabul tarihine kadar tüm bu işlemler için ortalama 3 aylık bir süre öngörülmektedir.