The scientific evidence demonstrating that a fetus in the womb possesses learning potential highlights a significant aspect of human development. Studies and practices in this field have shown that each cell contains the fundamental elements of life and forms the developmental basis of an individual with cognitive, emotional, and perceptual capacities, an individual capable of learning, experiencing pain, and being receptive to education. In addition, based on the findings obtained through these studies and applications, it has been stated that a person's entire life is shaped to a great extent in the first five years after birth, including the development in the womb, and that this period is very important in child education. Moreover, it has been argued that the child can be better raised and developed in the desired field (religion, science, art, language, etc.) with the conscious care of the parents and the creation of the desired environmental conditions. The importance of this period in child education brings to the fore the foundations on which it is based. This study, which was prepared by analyzing the information obtained by conducting a literature review in academic sources and publications on the subject within its own limits, aims to reveal the foundations of prenatal education and, in this context, the importance of this education and how it can be supported with the right education strategies. The fact that studies specifically examining the prenatal period in the context of education in our country are quite limited makes this study original and important as it offers a practical contribution to the literature. The study, by providing both a theoretical framework and practical recommendations, concludes that education begins before birth.
Education Prenatal education Neurocognitive evidence Behavioral evidence Nature
Anne rahmindeki bebeğin öğrenme potansiyeline sahip olduğunun bilimsel verilerle ortaya konması, insan gelişimi açısından dikkat çekici bir duruma işaret etmektedir. Bu alanda yapılan çalışmalar ve uygulamalar her bir hücrenin, yaşamın temel unsurlarını barındırdığını; bilişsel, duygusal ve algısal kapasitelere sahip, öğrenebilen, acı deneyimleyebilen ve eğitime açık bir bireyin gelişimsel temellerini oluşturduğunu göstermektedir. Ayrıca bu çalışma ve uygulamalarla elde edilen bulgulara dayanılarak insanın bütün hayatının, anne karnındaki gelişmesi temel olmak üzere, doğumdan sonraki ilk beş yılda büyük ölçüde şekillendiği ve çocuk eğitiminde bu dönemin çok önemli olduğu da belirtmiştir. Dahası anne babanın bilinçli özeniyle ve istendik çevre şartlarının oluşturulmasıyla çocuğun istenilen alanda daha iyi yetiştirilebileceği ve geliştirilebileceği de savunulmuştur. Çocuk eğitiminde bu dönemin önemi, onun bedensel ve ruhsal gelişiminde dayandığı temelleri gündeme getirmektedir. Bu makale, doğum öncesi dönemde anne rahminde gerçekleşmesi muhtemel olan bu eğitimin temellerini ele almaktadır. Kendine çizdiği sınırlar dahilinde konuyla ilgili akademik kaynaklarda ve yayınlarda literatür taraması yapılarak elde edilen bilgilerin analiz edilmesiyle hazırlanan bu çalışma, doğum öncesi eğitimin temellerini ve bu bağlamda bu eğitimin önemini ve doğru eğitim stratejileriyle nasıl desteklenebileceğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Ülkemizde eğitim bağlamında doğum öncesi dönemi spesifik olarak inceleyen çalışmaların oldukça sınırlı olması, bu çalışmayı özgün ve alan yazına pratik bir katkı sunmakla önemli kılmaktadır. Çalışma, teorik çerçevenin yanı sıra pratik öneriler sunarak, eğitimin doğum öncesi başladığı sonucuna ulaşmıştır.
Eğitim Doğum öncesi eğitim Nörobilişsel kanıtlar Davranışsal Kanılar Fıtrat
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Eğitim Felsefesi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Haziran 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 24 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 11 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Kıymetli Araştırmacılar,
15.01.2025 tarihinde başlayan makale gönderim süreci 30 Nisan 2025 tarihi itibarıyla sona erecektir. Bu tarihten sonra gönderilen çalışmalar işleme alınmayacak ve Aralık sayısı için değerlendirmeye tabi tutulacaktır. Ayrıca, yazım kuralları ve şablona uygun olmayan makaleler hakem sürecine dâhil edilmeyecektir.
Saygılarımızla,
AKADER Editör ve Yayın Kurulu