The story of Hârût-Mârût in the Qur'an is mostly understood as Hârût and Mârût teaching people magic. In this context, comments were made that the two names mentioned could be two prophets, two rulers, two priests, two magicians, apart from being angels. The possibility that the information that was revealed to angels could be something other than magic has not been adequately explained attracts our attention. However, it is remarkable that the information mentioned in the verse is not magic, but about the nature of magic. It is necessary to examine in detail whether this possibility is discussed in the commentaries and to what extent this view is realistic in terms of the original text of the verse. What is the reality of the names Hârût and Mârût mentioned in the Qur'an? Did they really teach magic as claimed? If what they teach is not magic, what is the quality of the information? This aims to reach a more satisfactory conclusion by evaluating the efforts made to find convincing answers to the questions mentioned from an analytical point of view, based on the Qur'an's narration. From different readings and various evaluations, it is revealed that it is more accurate to accept that Hârût and Mârût are two angels, and that what they teach is information about the nature of magic, and it is convenient to make an appropriate interpretation without spoiling the context of the verse.
Kur’an-ı Kerim’de yer alan Hârût-Mârût kıssası, çoğunlukla Hârût ve Mârût’un insanlara sihir öğretmesi tarzında anlaşılmıştır. Bu bağlamda bahsedilen iki ismin, melek olma dışında iki peygamber veya iki hükümdar yahut iki rahip ya da iki sihirbaz olabileceğine dair yorumlar yapılmıştır. Burada dikkatimizi çeken en önemli husus, meleklere indirildiği belirtilen bilginin, sihir dışında bir şey olabileceği ihtimaline yeterince yer verilmemiş olması hususudur. Hâlbuki ayette bahsi geçen bilginin sihir olmayıp sihrin mahiyetine ait olan bilgiler olabileceği ihtimali bizce çok kıymetlidir. Ancak bu ihtimalin gerek tefsirlerde ele alınıp alınmadığı, gerekse ayetin orijinal metni açısından ne oranda bir gerçekliğe sahip olabileceği olgusunun detaylı bir şekilde incelenmesi gereklidir. Acaba Kur’an’da kendilerinden bahsedilen Hârût ve Mârût isimlerinin gerçekliği nedir? Bunlar gerçekten iddia edildiği gibi sihir mi öğretmişlerdir? Şayet öğrettikleri sihir değilse gerçekte öğretilen bilginin keyfiyeti nedir? Elinizdeki çalışma, bahsedilen soruların ikna edici cevaplarını bulabilmek adına gösterilen çabaları analitik bir bakış açısıyla değerlendirerek, Kur’an’ın anlatımını esas almak suretiyle daha tatminkâr bir sonuca ulaşma maksadıyla kaleme alınmıştır. Farklı okumalardan ve yapılan çeşitli değerlendirmelerden, kıssada bahsedilen Hârût ve Mârût’un iki melek olmasının, öğrettikleri şeylerin ise sihrin mahiyetine ait bilgiler olarak kabul edilmesinin daha isabetli olduğu ve ayetin bağlamını bozmadan uygun bir yorumda bulunmaya elverişli olduğu ortaya çıkmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 54 Sayı: 1 |