Modern devletin oluşumunda, demokrasi sadece kuvvetler ayrılığıyla erklerin birbirini denetlemesini sağlayan kurumsal mekanizmalarla değil, fikir ve ifade özgürlüğü ve kamusal alanda canlı bir kamuoyu müzakeresinin varlığıyla da teminat altına alınmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte, liberalizmin çağdaş formu olan neoliberal hegemonyanın zeminini hazırladığı post-demokrasi döneminde, siyaset sadece seçkinlerin ayrıcalıklı alanı olurken yurttaş, seçim dönemleri haricinde siyasetin ve kamusal alanın dışına itilmiş, dolayısıyla halkın egemenliğini savunan demokrasinin özü tahrip edilmiştir. Ancak, Gramscici hegemonya kavramı, tahakküm ve karşı hegemonya güçleri arasındaki sürekli bir müzakere ve mücadelenin söz konusu olduğu aktif bir alan varsayar. Bu açıdan kamusallığın daraltılma çabası, her zaman karşı hegemonik bir eylemlilikle alternatif kamusallıkları ve kamusal alanları yaratmaktadır. Bu çalışmayla, sosyal medyanın alternatif kamusallıkla kamuyu güçlendirme yönü, sosyal medyadaki katılımla kamusal alanın kamu lehine genişletilmesi çabaları ile bu temaların son yıllarda bilimsel araştırmalara konu olan bir olgu olarak ortaya çıkması arasındaki ilişkinin bibliyometrik bir analizle tespit edilmesi amaçlanmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mayıs 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 17 |