Bu araştırma makalesi, Amy Tan'ın yirminci yüzyıl diasporik çalışması olan The Joy Luck Club (1989) analitik, karşılaştırmalı bir çalışmasıdır. Çalışma, Çin kökenleri ve Amerikan yeniliği arasında kültürel dalgalanmalar yaşayan anneler ve kızları üzerindeki görünmez sınırların etkisini araştırmaktadır. İki dünyayı ayıran sınırlar, biri topografik ve fiziksel alanların ötesine geçmeye karar verdiğinde oldukça belirsiz hale gelebilir. Çin-Amerikan ortamında, göçmenlerin hibrit yaşamlarının ortasında dile getirilmeyen kültürel sınırlamaların ve tabuların ağır bir yükü vardır. Kitap ile ekran uyarlaması arasındaki farklar daha önce ikincil konu sapmaları olarak tanımlanmış olabilir, ancak bu değişiklikler Batı perspektifinin diğer kültürleri nasıl algıladığında büyük bir öneme sahiptir. Amaç, Tan'ın karakterlerinin bu sosyal olarak roman hem de film uyarlamasında bununla nasıl başa çıktıklarını incelemektir. Araştırma, Hannah Arendt'in görünüşte devletsiz kimlik kültür teorisine ve göçmenlerin kuşaklar arası travmasıyla olan ilişkisine dayanarak, bu tür baskının karakterler üzerindeki etkilerini Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yaşamlarına nasıl etkilediğini incelemektedir.
Amy Tan görünmez sınırlar kuşaklar arası travma film uyarlaması devletsiz kimlik
This is my first article (1)
This research paper is an analytical, comparative study of Amy Tan’s twentieth-century diasporic novel, The Joy Luck Club (1989). It investigates the impact of invisible borders on both mothers and daughters in their cultural fluctuation between Chinese roots and American novelty. The boundaries that separate the two worlds can become so blurred out when one decides to move beyond topographical and physical terrains. In a Chinese-American milieu, there is the heavy weight of cultural limitations and taboos that are unspoken of in the midst of the immigrants’ hybrid lives. While the differences between book and screen adaptation have previously been described as minor sub-plot deviations, these changes still hold great significance in how Western societies perceive other cultures. The aim is to assess the level of intergenerational trauma Tan’s characters have sustained through a set of socially imposed borders and the ways they have decided to deal with it in both novel and film adaptation. The research relies on Hannah Arendt’s socio-cultural theory of the seemingly stateless identity and its correlation with the immigrants’ intergenerational trauma to examine how this kind of pressure put upon the characters affects their lives in the United States.
Amy Tan invisible borders intergenerational trauma film adaptation stateless identity
This is my first article (1)
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Asya Dilleri, Edebiyatları ve Kültürleri, Kuzey Amerika Dilleri, Edebiyatları ve Kültürleri, Dünya Dilleri, Edebiyatı ve Kültürü (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Proje Numarası | This is my first article (1) |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 17 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |