Bütün kamu hizmetlerinin başkent olarak isimlendirilen bir merkezden yürütülmesi esasına dayanan merkezi yönetim sisteminde, bütün kararları tek başına alma ve uygulama olanağının sinirliliği, yönetimde bir dereceye kadar yetki genişliğine gitme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Yetki genişliği, bir yandan merkezden yönetimin sakıncalarını gidermekte, öte yandan da yerel sorunların daha yakından saptanması olanağını sağlamaktadır. İşte bu ve benzeri gerekleri göz önünde bulunduran Anayasa, Türkiye'nin, merkezi idare kuruluşu bakımından, coğrafya durumu, ekonomik koşullar ve kamu hizmetinin gerekleri dikkate alınarak illere, illerin de diğer kademeli bölümlere ayrılabileceği belirtmiştir. Ancak, uygulamada, kamu yararından ziyade başka amaçlarla hareket edildiği görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 1999 |
Gönderilme Tarihi | 1 Ocak 1999 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1999 Cilt: 1 Sayı: 1 |