Türk müziği ezgilerinin Batı tekniği ile çokseslendirilmesinin, kurumsal olarak Osmanlı İmparatorluğu zamanında “Muzika-yi Hümâyun”da başladığı söylenebilir. Türk müziği makam yapılarının Batı müziği armonisiyle uyuşum sorunu ve yeni müzik dilinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili tartışmalar Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Rauf Yekta, Hüseyin Sadettin Arel gibi birçok müzik insanı Türk müziğinin kendi yapısal özelliklerinden kaynaklanacak olan bir armonik sistemin gerekliliğine işaret etmişlerdir. Müzik tarihimizde bu arayışlara ilk kapsamlı ve sistematik öneri besteci ve müzikolog Kemal İlerici’den (1910-1986) gelmiştir. Kemal İlerici, ilk olarak 1970 yılında yayınlanan “Bestecilik Bakımından Türk Müziği ve Armonisi” isimli eserinde, Türk müziği ezgilerini ve makam yapılarını analiz ederek, müziğimizden kaynaklanan özgün bir armonik modeli ortaya koymuştur.
Türk müzik yaşamında besteci, teorisyen, müzikolog olan pek çok önemli müzik insanı da Kemal İlerici’nin öğrencisi olmuş ve armonik sistemini kendisinden öğrenmiştir. Kemal İlerici’nin daha az bilinen yönlerinden biri ise; bir düşün insanı olarak, Türk toplumu ve Türk müziğinin sorunlarına pek çok makale, rapor ve röportajlarında eğilmiş olmasıdır. Bu konularda çözüm önerileri sunmuş ve açıklamıştır. Türk müziğinin değerlerini bu müziğin özelliklerinden kaynaklanarak açıklamış olan İlerici, Türk müziğinin her alanında çalışma yapılmasının çok önemli olduğunu her zaman vurgulamıştır.
Yaptığı çalışmaların etkileri bugün de sürmekte olan Kemal İlerici’nin yaşam öyküsü ve çalışmalarının gün yüzüne çıkarılmasının, Türk müzik yaşamına ışık tutacağı düşünülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Eylül 2020 |
Kabul Tarihi | 19 Ağustos 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: VI Sayı: ÖZEL SAYI |