Azerbaycan Muğam Müziği ve Türk Makam Müziği ses sisteminin, XIII.yüzyılda yaşamış teorisyen ve icracı olan Safiyyüddin Abdülmümin Urmevî tarafından kurulan ve sistemci okul olarak da adlandırılan bir temele dayandığı bilinmektedir. Bununla birlikte, XIV.yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan’ın Maraga şehrinde doğan ve XV. yüzyılın önemli bir teorisyeni ve icracısı olan Abdülkâdir Merâgî’nin bu sistemi sağlam bir temel oturttuğu, geliştirdiği, Câmî’l-Elhan ve Makâsıdü’l-Elhan adlı eserleri ile bu sistemi Türkiye coğrafyasına taşıdığı da bilinmektedir. Merâgî’nin eserleri, bu konuda Urmevî ile birlikte ana kaynak niteliğindedir. Bu sebeple, Türk Makam Müziği ve Azerbaycan Muğam Müziği’nin aynı kaynaktan beslenen bir yapıdan doğduğu söylenebilir. Ayrıca, her iki ülkenin tarihsel süreç içinde sosyal, siyasal, eğitsel, kültürel ve sanatsal alanda yaşamış olduğu değişim ve etkileşimlerin müziklerine icrâ ve üslup farklılığı olarak yansıdığı, buna bağlı olarak da iki ülkenin makam müzikleri içinde aynı adlı makam olsa da ilgili makamın icra ve oluşum (seyir) özelliğinin farklı özellikler taşıdığı da ifade edilebilir.
Bu araştırmada, Azerbaycan Muğam Müziği ve Türk Makam Müziği içinde yer alan Hümâyun Makamı’nın dizi ve seyir özelliklerinin iki ülkede nasıl kullanıldığını ve bu makamın icra biçiminin tarihsel süreç içinde hangi yönde gelişip değişime uğradığını ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, her iki makam müziği içinde Hümâyun Makamı’na ait seyir özelliklerini belirleyebilmek için Tarama Modeli kullanılmış, Azerbaycan ve Türkiye Makam Müziği’ne ait örnek Hümâyun eserler üzerinde betimsel analiz yapılmıştır.
Bu araştırmanın sonucunda; Hümâyun muğamındaki eserlerin Batı Müziği terminolojisi ile ifade edildiği, ayrıca, icra esnasında bu perdelerin Batı Müziği anlayışı içinde değil, Tar’daki on yedili perde düzeni içinde seslendirilmeye devam edildiği, Hümâyun seyrinin çıkıcı başladığı, tam aralıkla DO veya LA perdesinde yedenli biçimde karar ettiği, Türk Makam Müziğinde ise inici-çıkıcı bir seyir yapısına sahip olduğu, seyir içinde Nişâbur geçki yapıldığı, 18.yüzyıl ve öncesinde Rast yedenli veya yedensiz tam karar ederken 18.yüzyıldan sonra Nim Zirgûle perdesinin de yeden olarak kullanılabildiği sonuçlarına ulaşılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Haziran 2021 |
Kabul Tarihi | 23 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 14 |