In the historical process, a number of exchange tools from coins such as gold, silver, and copper to banknotes and even digital money, which has recently been brought to the economy, have been developed. Although the invention of money facilitated commercial life, it also caused certain economic problems due to the loss of purchasing power. The disruption of the balance between the nominal value of money and its actual value has raised the question of how to be protected from the negative effects of inflation in many areas of economic life, from sales and service contracts to pecuniary debts. One of the solutions related to this issue, which directly affects the lives of all people, is indexing.
It is accepted that the idea of indexing, which can be defined as the adaptation of the nominal value of money to its actual value through some scales, was put forward by Western classical economists in the 17th and 18th centuries and developed by neoclassical economists. The practice aims to relieve the financial burden of inflation, eliminate income distribution injustice and uncertainties, protect savings, and equalize the present value of money with its future actual value. Although it has many types, wage indexing and financial capital indexing are the most well-known ones.
Although economic historians claim that the practice of indexing emerged both theoretically and practically in the West, it is possible to see similar practices in the Islamic world from the period of the Prophet. For instance, the Prophet used camel prices as an index in the determination of blood money. In the following periods, the devaluation of money and its solutions were discussed in many areas such as labor wages, looting, and dowry. In this context, Islam scholars such as Celalettin Süyütî, Kınalızâde Müslim b. Emrullah and Timurtaşi approached the change in the value of money as independent. Today, money and inflation become the current issue of many scientific meetings, especially the Islamic fiqh academy.
In the study, the opinions of early and classical fiqh instructors about indexing practice, the interpretations of contemporary Islamic jurists, and the evaluations of modern economists were analyzed comparatively under the headings of interest, justice, and uncertainty (gharar). In this context, some Islamic jurists considered the surplus arising from the indexing of money debts as interest, while some accepted it as compensation for the depreciation of money. While some scholars consider it necessary to compensate for the loss of the creditor due to the depreciation of money through indexing in order to ensure justice, others consider it unfair to put the entire burden on the debtor in terms of the cost of the depreciation of money. Indexing has also been criticized for containing ignorance and uncertainty due to the fact that both the creditor and the debtor do not know how much to pay until the discharge of the debt.
In the article, the practice of indexing was discussed not only according to the Islamic law but also the modern economics. In this context, it has been determined that indexing is not an economic solution but supports existing problems and even produces new problems due to reasons such as not ensuring price stability, not creating an index in accordance with equity, making it difficult to fight inflation, and preventing capital owners from investing.
In the study, in addition to the indexing of money debts to inflation, the subject of indexing to foreign currency and gold was also discussed. In this context, it has been stated that indexing the debt to foreign currency means the loss of the economic freedom of the country, and it was considered as ribe'n- nesîe (sale on credit interest) because it is a forward expenditure contract. It has also been observed that the indexing of debt to gold is a negative approach due to reasons such as the increase or decrease in its value like other goods, the fact that it does not compensate for the loss in value caused by inflation, and it is not always appropriate for every debt.
In the article, it was determined that while Islamic jurists agreed on the indexation of salaries and wages, they disagreed on the indexation of money debts arising from loan and sales contracts. In this context, it was concluded that the indexation of money debts was not a fair solution and should be approached with caution, since the doubt about interest could not be eliminated, it caused injustice, contained uncertainties and was criticized by economists, and it was recommended that it was essential to develop a new system in which existing problems were eliminated.
Tarihsel süreçte altın, gümüş ve bakır gibi madenî paralardan kâğıt paraya hatta son dönemde ekonomiye kazandırılan dijital para kadar birtakım mübadele araçları geliştirmiştir. Paranın icadı ticari hayatı kolaylaştırmakla birlikte alım gücünü kaybetmesinden kaynaklanan birtakım ekonomik problemlerin doğmasına da sebep olmuştur. Paranın nominal değeri ile reel değeri arasındaki dengenin bozulması satış ve hizmet akitlerinden para borçlarına kadar ekonomik hayatın pek çok alanında enflasyonun olumsuz etkilerinden nasıl korunabileceği sorusunu akla getirmiştir. Tüm insanların hayatını doğrudan etkileyen bu soruna üretilen çözümlerden biri de endekslemedir.
Literatürde bazı ölçekler vasıtasıyla paranın nominal değerinin reel değerine uyarlanması olarak tanımlayabileceğimiz endeksleme fikrinin 17. ve 18. yüzyılda batılı klasik iktisatçılar tarafından ortaya atıldığı neoklasik iktisatçılar tarafından da geliştirildiği kabul edilir. Uygulamayla enflasyonun mali yükünü hafifletmek, gelir dağılımı adaletsizliğini ve belirsizlikleri gidermek, tasarrufları korumak ve paranın şuandaki değerini gelecekteki reel değeriyle eşitlemek amaçlanır. Birçok çeşidi olmakla birlikte ücret endekslemesi ve finansal sermaye endekslemesi en çok bilinen türlerdir.
İktisat tarihçileri endeksleme uygulamasının hem teorik hem de pratik olarak batıda ortaya çıktığını iddia etse de İslam dünyasında Hz. Peygamber döneminden itibaren benzer uygulamaları görmek mümkündür. Örneğin, Hz. Peygamber diyetin belirlenmesinde deve fiyatlarını endeks olarak kullanmıştır. Daha sonraki dönemlerde de işçi ücreti, gasb ve mehir gibi pek çok konuda paranın değer kaybı ve çözüm yolları tartışılmıştır. Bu bağlamda Celalettin Süyûtî, Kınalızâde Müslim b. Emrullah ve Timurtaşi gibi İslam bilginleri paranın değerinin değişmesini müstakil olarak ele almıştır. Günümüzde ise para ve enflasyon, başta fıkıh akademisi olmak üzere birçok bilimsel toplantının gündemini oluşturmaktadır.
Çalışmada endeksleme uygulaması hakkında erken ve klasik dönem fıkıhçıların görüşleri, çağdaş İslam hukukçularının yorumları ve modern iktisatçıların değerlendirmeleri faiz, adalet ve ğarar başlıklarında mukayeseli olarak analiz edilmiştir. Bu kapsamda bazı İslam hukukçuları para borçlarının endekslenmesinden meydana gelen fazlalığı faiz olarak değerlendirirken bir kısmı da paranın değer kaybının tazmin edilmesi olarak kabul etmiştir. Bir kısım bilginler alacaklının paranın değer kaybından kaynaklanan zararının endekslemeyle telafi edilmesini adaletin sağlanması açısından gerekli görürken bazıları da paranın değer kaybının maliyetinin tümüyle borçluya yüklenmesini adaletsizlik olarak değerlendirmiştir. Borcun ifa zamanına kadar gerek alacaklının gerekse borçlunun ne kadar ödeneceğini bilmemesi sebebiyle endeksleme cehalet ve ğarar içermekle de eleştirilmiştir.
Makalede endeksleme uygulaması, sadece İslam hukukuna göre değerlendirilmemiş modern iktisada göre de tartışılmıştır. Bu bağlamda fiyat istikrarını sağlamaması, hakkaniyete uygun endeks oluşturulamaması, enflasyonla mücadeleyi zorlaştırması, sermaye sahiplerini yatırım yapmaktan alıkoyması gibi sebeplerle endekslemenin iktisadi olarak çözüm olmadığı, mevcut sorunları desteklediği hatta yeni sorunlar ürettiği tespit edilmiştir.
Çalışmada para borçlarının enflasyona endekslenmesinin yanı sıra dövize ve altına endekslenmesi konusuna da yer verilmiştir. Bu bağlamda borcun dövize endekslenmesinin ülkenin ekonomik özgürlüğünün kaybedilmesi anlamına geldiği, vadeli sarf akdi niteliğinde olması nedeniyle ribe’n-nesîe olarak değerlendirildiği ifade edilmiştir. Diğer mallar gibi değerinin artması veya azalması, enflasyondan kaynaklanan değer kaybını telafi etmemesi, her zaman ve her borçta uygun olmaması gibi sebeplerle borcun altına endekslenmesine de olumsuz yaklaşıldığı görülmüştür.
Makalede İslam hukukçularının maaş ve ücretlerin enflasyona endekslenmesi konusunda ittifak ederken karz ve bey akitlerinden doğan para borçlarının endekslenmesinde ihtilaf ettikleri tespit edilmiştir. Bu bağlamda faiz şüphesinin giderilememesi, adaleti sağlamaktan ziyade yeni haksızlıklara yol açması, belirsizlikler içermesi ve iktisatçılar tarafından eleştirilmesi nedeniyle para borçlarının endekslenmesinin adil bir çözüm olmadığı, en azından ihtiyatla yaklaşılması gerektiği sonucuna ulaşılmış mevcut sorunların giderildiği yeni bir sistemin geliştirilmesinin zaruri olduğu tavsiye edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İslam Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.