The Qurʾān has declared that this world has a beginning and an end. In the same way, The Qurʾān has indicated that humanity has an entrance into this world and an exit at the last hour. It has also stated that there is an afterlife where human beings will be resurrected to be questioned. The Qurʾān has described this end of mankind and the universe with a special term, namely the last hour. In The Qurʾān, it is also reported that this last hour will come suddenly and unannounced, that its knowledge is not shared with anyone and that it is an absolute unseen. Again, The Qurʾān has mentioned some signs that will take place before the last hour. In one verse he even says, "...its conditions have been fulfilled..." (47:18). Again, in the hadith of Jibril, the Prophet was asked “When will the breaking of the last Hour begin?” In this article, the issues that are declared in The Qurʾān to take place before the last hour or that the author considers as signs are analyzed. In this etude, the emphasis is on the suddenness of the last hour. In this context, the main subject is supported by the blowing of The Sûr, the end of the universe and the withdrawal of mankind from the earth. The Qurʾān states that the Prophet, as the last messenger, was appointed as both the forerunner of the last hour and the communicator of all information about the last hour. Likewise, the revelation of The Qurʾān to the Prophet Muhammad, who was chosen as the harbinger of the last hour, was one of the clearest indicators of the last hour. There are clear statements in The Qurʾān on these two subjects. In The Qurʾān, it is emphasized that a sign was left behind from Noah, his ark or the flood event and that people will definitely take a lesson from this. It is also mentioned in The Qurʾān that a barrier was placed between the two seas and Pharaoh's body was buried there. It is explained in The Qurʾān that these two signs will appear before the last hour and will be a miracle that will somehow enable humanity to come to him. In fact, the journey of the Prophet Moses to meet the righteous servant in Majma al-Bahrain and some of the situations mentioned in that journey showed the method of how to find the place where the two seas meet and how to recover the body of Pharaoh buried there. These are considered to be preliminary signs emphasizing that they are preliminary indicators of the past and that some of their reflections will be seen in the future. At this stage, the preliminary signs of the last hour, which are thought to be expressed in The Qurʾān, are divided into signs that have taken place in the past and whose consequences will arise in the future and signs that will take place in the future. Thus, the subject was analyzed in a more detailed and focused manner only in the context of the preliminary indicators of the last hour.
In The Qurʾān, some of the signs of the last hour that will appear in the future are also emphasized. It is clearly emphasized in this research that these preliminary signs will awaken humanity and cause it to come to its senses. In this context, for example, it is stated in The Qurʾān that the moon will definitely be split before the last hour. Although the exact sequence is not known, it is explained in The Qurʾān that before the last Hour, a creature like The Dâbba will be created from the earth for the first time and this creature will shout in the faces of the people that they do not believe in the miracles of God. Moreover, The Qurʾān has also declared that a smoke will descend from the sky, enveloping the world and leaving people helpless. It is also stated that Zulqarnayn will go to the last evening when the sun sets over the horizon and invite the people who are about to perish to believe in God. In the meantime, it was reminded that Zulqarnayn would prevent the attacks of Ya'jûj and Ma'jûj, which had already appeared and had been harassing the people until then, by building an embankment. Again, it is stated that Zulqarnayn will pray to his Lord for the removal of the smoke that is harassing the people, and with this prayer, the disaster that has descended on the people will be removed. It has also been explained that Zulqarnayn will come back a little bit from the time of the setting sun in the last evening when he will go in the last hour, and that he will call the last people who are affected by the disaster of smoke and cannot find a way out to monotheism. In this context, it has also been stated that in the third stage of the al-sunnah al-Allah, it will awaken that society from its heedlessness, which has become tired of the distress of Ya’jûj and Ma’jûj. Nevertheless, it is also explained in The Qurʾān that those who still persist in disbelief will be destroyed for the last time and that The Dâbba to be brought out of the earth will tell people that they do not believe in the miracles of God.
Kur’ân, bu dünyanın bir başlangıcının olduğunu, bir de sonunun bulunduğunu beyan etmiştir. Aynı şekilde Kur’ân, insanlığın da bu dünyaya bir girişinin olduğunu ve son sâatte bir son çıkışının olacağını belirtmiştir. Ayrıca insanın sorgulanmak üzere yeniden diriltileceği bir öte dünyanın bulunduğunu da dile getirmiştir. Kur’ân, insanlığın ve evrenin bu sonunu özel bir terimle, yani son sâat ifadesiyle anlatmıştır. Kur’ân’da bu son sâat’in ansızın ve habersiz gelişeceği, bilgisinin hiç kimseyle paylaşılmadığı ve mutlak bir gayb olduğu da bildirmiştir. Yine Kur’ân, son sâat’ten evvel gerçekleşecek olan bazı alâmetlerden de bahsetmiştir. Zira bir ayette “…Onun şartları gerçekleşmiştir…” (47/18) bile buyurmuştur. Yine Cibril hadisinde Hz. Nebiye Metas sâah? sorusu yöneltilmiştir. İşte bu makalede son sâat’ten önce gerçekleşeceği Kur’ân’da beyan edilen veya yazarın alâmetler olarak değerlendirdiği konular tetkik edilmiştir. Bu etütte son sâat’in ansızın gerçekleşeceğine dair vurgu merkeze alınmıştır. Bu bağlamda asıl konu, Sûr’a üflenmesi, evrenin son bulması ve insanlığın yeryüzünden çekilmesi konularıyla desteklenmiştir. Kur’ân, son elçi olarak son sâat’in hem habercisi hem de son sâat’le ilgili tüm bilgilerin bildiricisi sıfatıyla Hz. Nebinin görevlendirildiğini belirtmiştir. Aynı şekilde son sâat’i habercisi olarak seçilen Hz. Muhammed’e Kur’ân’ın indirilmesi de son sâat’in en net göstergelerinden olmuştur. İki konuda Kur’ân’da net beyanlar yer almıştır. Kur’ân’da Hz. Nuh’tan, gemisinden veya tûfan hadisesinden geriye bir âyet bırakıldığı, bundan insanların mutlaka ibret alacağı vurgulanmıştır. Bir de Kur’ân’da iki denizin arasına bir engel konulduğu ve oraya da Firavun’un bedeninin gömüldüğü de belirtmiştir. Bu iki işaretin son sâat’ten evvel zuhur edeceği ve bir şekilde insanlığın kendisine gelmesini sağlayan bir mucize olacağı açıklanmıştır. Aslında Hz. Mûsâ’nın salih kul ile Mecmeu’l-Bahreyn’de buluşmak için çıktığı yolculuk ve o seferde değinilen kimi durumlar, iki denizin birleştiği yerin nasıl bulunacağının ve orada gömülü Firavun’un bedeninin nasıl çıkarılacağının yöntemini göstermiştir. Bunlar, sâat’in geçmişteki ön göstergeleri olduğunu ve bazı yansımalarının da gelecekte görüleceğini vurgulayan ön işaretler olarak değerlendirilmiştir. Bu aşamada son sâat’in Kur’ân’da ifade edildiği düşünülen ön belirtileri, geçmişte gerçekleşmiş ve neticesi ileride görülecek işaretler ile gelecekte gerçekleşecek belirtiler olarak ikiye ayrılmıştır. Böylece konu sadece son sâat’in ön göstergeleri bağlamında daha detaylı ve asıl mevzuya odaklı bir şekilde etüt edilmiştir.
Kur’ân’da son sâat’in gelecekte ortaya çıkacak kimi işaretlerine de temas edilmiştir. Bu ön işaretlerin insanlığın uyanmasını sağlayacağı ve kendine gelmesine neden olacağı bu araştırmada net olarak vurgulanmıştır. Bu bağlamda mesela Kur’ân'da son sâat’ten evvel ayın kesinlikle yarılacağı beyan edilmiştir. Tam olarak sıralaması bilinememekle birlikte Kur’ân'da son sâat’in öncesinde topraktan Dâbbe gibi bir canlının ilk defa var edileceği ve bu varlığın, Allah'ın mucizelerine inanmadıklarını insanların yüzlerine haykıracağı açıklanmıştır. Dahası Kur’ân, dünyayı saran bir dumanın gökten ineceğini ve insanları çaresiz bırakacağını da beyan etmiştir. Bu sırada Zülkarneyn’in güneşin ufukta battığı son akşama gideceği ve helak olmak üzere olan kavmi Allah’a inanmaya davet edeceği de belirtilmiştir. Bu arada daha önceden çıkmış ve o zamana kadar insanları canından bezdirmiş olan Ye’cûc ve Me’cuc’un saldırılarına Zülkarneyn’in bir set yaparak engel olacağı anımsatılmıştır. Yine Zülkarneyn’in halkı bezdiren dumanın kaldırılması için rabbine dua edeceği ve bu niyazıyla da halkın üzerine çöken felaketin kaldırılacağı dile getirilmiştir. Ayrıca Zülkarneyn'in son sâat’te gittiği son akşamda batan güneş zamanından biraz geriye geleceği, duman felaketinden etkilenen ve onlarla baş edemeyen son dünya insanlarını tevhide çağıracağı da açıklanmıştır. Bu bağlamda sünnetullah’ın üçüncü aşamasında Yec’ûc ile Mec’ûc’un sıkıntısından usanan o toplumu gafletten uyandıracağı da ifade edilmiştir. Buna rağmen hâlâ inkârda direnenlerin son kez helak edileceği ve yerden çıkarılacak Dâbbe’nin Allah’ın mucizelerine insanlara inanmadıklarını söyleyeceği de Kur’ân’da açıklanmıştır.
Kur’ân’da son sâat’in önünde belirecek bazı ön göstergelere temas edilmiş ve diğer işaretler de dolaylı yorumlarla bu kapsamda değerlendirilmiştir. Bu işaretlerin son sâat’in hemen öncesinde kısmen de olsa içine düştüğü gafletten insanlığın kurtulmasına vesile olacağı, uyanmasını sağlayacağı ve araştırılan konunun öneminin de burada kendini gösterdiği vurgulanmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Tefsir |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Sayı: 21 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.