This article focuses on the critical edition and content analysis of the treatise Tafsīr Sūratay al-Balad wa al-Kawthar by Yūsuf Efendizāde Abdullah Hilmi al-Amāsī, one of the Ottoman scholars in 18th-century. Yūsuf Efendizāde lived in Istanbul between 1656 and 1754 and was among the notable scholars of his time. He was given the epithet "el-Amāsī" because his father hailed from Amasya, and "Yūsuf Efendizāde" was a name derived from his grandfather. Both his father and grandfather were distinguished figures in the science of Qiraʾat (Recitation of the Qur'an) during their respective periods. Belonging to a intellectual family significantly influenced his educational journey. This, combined with his productive nature, resulted in Abdullah Hilmi Efendi leaving behind many of works before his passing. The treatise that includes the exegesis of Surah al-Balad and Surah al-Kawthar is among these works. As far as it can be determined, only one copy of this treatise exists in Turkish libraries. Although the exegete did not interpret these two surahs following the methods of sharḥ and ḥashiya, he is seen to have presented a comprehensive summary of the information from the sources he used. However, he accomplished this within the framework of his literary understanding let forming a new composition. On the other hand, it is possible to find a few instances in the work where he involuntarily inclined towards the methods of sharḥ and ḥashiya. This can be seen as a reflection of the scholarly style and characteristics of the period in which the treatise was written. From this perspective, it is difficult to assert that the treatise offers a new perspective and style within the science of exegesis. Nonetheless, it is certain that bringing these treatises to light is highly significant for comprehensive evaluations aimed at identifying the period's scholarly acceptances, intellectual atmosphere, and the chronological changes in topics, style, and methods in specific types of works.
تركز هذه المقالة على التَّحقيق والتحليل المضموني لـرسالة تفسير سورتَي البلد والكوثر ليوسف أفندي زاده عبد الله حلمي الأماسي، أحد علماء الدَّولة العثمانية في القرن الثامن عشر. وعاش يوسف أفندي زاده في إسطنبول بين عامي 1656 و1754، وكان من العلماء المهامِّ في عصره. وحصل على نسبة "الأماسي"؛ لأنَّ والده كان من الأماسيا، واسم "يوسف أفندي زاده" نسبةً إلى جدِّه، وكان والده وجدُّه شخصيَّتين مميِّزتين في علم القراءاة في عهدهما. وانتماؤه إلى عائلة علميَّة أثَّر بشكل كبير في مسيرته التَّعليميَّة، وهذا، بالإضافة إلى طبيعته الإنتاجيَّة، أدَّى إلى ترك عبد الله حلمي أفندي العديد من التأليفات خلفه، والرِّسالة الَّتي تشمل تفسير سورتي البلد والكوثر هي من بين هذه التأليفات، وبقدر ما يمكن تحديده، يوجد فقط نسخة واحدة من هذه الرِّسالة في المكتبات التُّركيَّة، على الرَّغم من أنَّ المفسِّر لم يفسِّر هاتين السُّورتين بأسلوب الشَّرح والحاشية، إلَّا أنَّه يُرى أنَّه قدَّم ملخَّصًا شاملًا للمعلومات من المصادر الَّتي استخدمها، ومع ذلك، أنجز هذا العليَّة ضمن إطار ذوقه الأدبي مما سمح بإنشاء تأليف جديد، ومن ناحية أخرى، من الممكن العثور على بعض المواضع في الرِّسلة حيث يميل بشكل غير إرادي إلى أسلوب الشَّرح والحاشية، في الحقيقة، يمكن أن يعتبر هذا انعكاسًا للأسلوب العلمي وخصائصه في الفترة التي كتبت فيها الرِّسالة، ومن هذا المنظور، من الصَّعب التَّأكيد على أنَّ الرِّسالة تقدِّم منظورًا جديدًا وأسلوبًا جديدًا في علم التَّفسير، ومع ذلك، من المؤكَّد أنَّ الدِّراسة والنَّشر مثل هذه الرسائل ذو أهميَّة كبيرة للتقييمات الشَّاملة الَّتي تهدف إلى تحديد القبول العلمي لفترات محدَّدة، والبيئة الفكريَّة، والتغييرات الزمنيَّة في الموضوعات، والأسلوب، والمنهج في أنواع معيَّنة من الأعمال.
Bu makale, XVIII. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden Yûsuf Efendizâde Abdullah Hilmi el-Amâsî’nin Tefsîru Sûrati’l-Beled ve’l-Kevser isimli risalesinin tahkiki ve muhteva açısından incelenmesini konu edinmektedir. Yûsuf Efendizâde 1656-1754 tarihleri arasında İstanbul’da yaşamış, döneminin önemli alimleri arasındadır. Kendisine el-Amâsî nisbesinin verilmesi Amasya’nın babasının memleketi olması sebebiyledir. Yine Yusuf Efendizâde ismi de dedesine nispetledir. Hem babası hem de dedesi yaşadıkları dönem itibariyle Kıraat İlmi’nde öne çıkmış şahsiyetlerdir. Müellifin ilimle iştigal eden bir aileye mensup olması onun eğitim hayatında etkili olmuştur. Bu durum, kendisinin velûd karakteriyle birleşince Abdullah Hilmi Efendi arkasında birçok eser bırakarak ahirete intikal etmiştir. el-Beled ve el-Kevser surelerinin tefsirini içeren risale de onun bu eserleri arasında yer almaktadır. Risalenin tespit edilebildiği kadarıyla Türkiye kütüphanelerinde sadece bir nüshası bulunmaktadır. Müfessir bu iki sureyi şerh ve haşiye usulüyle tefsir etmemiş olsa da kaynak olarak kullandığı eserlerdeki malumatların kapsamlı bir özetini sunduğu görülmektedir. Ne var ki bunu yeni bir kompozisyon oluşturan kendi edebi zevki çerçevesinde gerçekleştirmiştir. Öte yandan eserde şerh ve haşiye üslubuna istemsizce meylettiği birkaç yere de rastlamak mümkündür. Bu da eserin yazıldığı dönemin ilmî üslup ve karakteristiğini yansıtan bir veri olarak görülebilir. Bu açıdan risalenin tefsir ilmi içerisinde yeni bir bakış açısı ve üslubu sunduğunu söylemek zordur. Ama bu risalelerin gün yüzüne çıkarılmasının, dönemsel ilmi kabulleri, entelektüel atmosferi ve belirli tür eserlerdeki kronolojik konu, üslup ve yöntem değişikliklerini tespit etme noktasında yapılacak kapsamlı değerlendirmeler için oldukça önemli olduğu muhakkaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dini Araştırmalar (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 29 Kasım 2024 |
Yayımlanma Tarihi | |
Gönderilme Tarihi | 5 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 28 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 23 |
Amasya İlahiyat Dergisi-Amasya Theology Journal Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.