Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı kısa romanı, modern bireyin aile içindeki konumunu, değer görme ölçütlerini ve sevgi ilişkilerinin araçsallaştırılma biçimlerini ele alan çarpıcı bir edebî yapıttır. Gregor Samsa’nın dönüşümü, yalnızca fiziksel bir değişimi değil, aynı zamanda bireyin işlevsel roller üzerinden tanımlandığı bir toplumsal düzende insan olarak tanınma hakkını yitirişini simgeler. Bu çalışma, Dönüşüm’ü Erich Fromm’un sevgi, otorite ve yabancılaşma kuramları temelinde incelemektedir. Fromm’a göre sevgi, edilgin bir duygu değil; bilgi, sorumluluk, saygı ve ilgiyi içeren üretken bir eylemlilik hâlidir. Ancak Kafka’nın anlatısında, aile üyeleri arasındaki ilişkiler bu üretken boyutlardan yoksun, koşullu ve faydaya endekslenmiş bir yapıda sunulur. Gregor’un ailesine duyduğu bağlılık, özgür bir sevgi ilişkisi yerine, içselleştirilmiş bir görev ahlakı ve borçluluk duygusu etrafında şekillenir. Bu durum, Fromm’un “koşullu sevgi” eleştirisinin edebî düzlemdeki karşılığı olarak değerlendirilmektedir. Roman boyunca karakterlerin davranış örüntüleri ve diyalogları, Fromm’un sevgiyi ahlaki sorumlulukla bütünleştiren yaklaşımı çerçevesinde; saygı, sorumluluk, ilgi ve bilgi boyutlarını içeren kodlama kriterleri esas alınarak çözümlenmiş ve bu temalar üzerinden nitel içerik analizi yöntemiyle yapılandırılmıştır. Çalışmada ayrıca eser özelinde, irrasyonel otorite ve yabancılaşma gibi kavramlar aracılığıyla, modern kapitalist toplumun aile ilişkilerini nasıl işlevselleştirdiği, bireyin öz değerini nasıl dışsal beklentilere bağladığı ortaya konulmaktadır. Kafka’nın çizdiği aile yapısı, etik tanınmanın ortadan kalktığı, aidiyetin performansa bağlandığı, sevginin ise sürdürülebilir bir bağ olmaktan çıkarak sessiz bir dışlama mekanizmasına dönüştüğü bir norm alanını temsil etmektedir.
Franz Kafka’s short novel The Metamorphosis is a striking literary work that explores the position of the modern individual within the family, the criteria of recognition, and the instrumentalization of love relations. Gregor Samsa’s transformation symbolizes not merely a physical change but also the loss of the right to be acknowledged as a human being in a social order where individuals are defined through functional roles. This study examines The Metamorphosis through Erich Fromm’s theories of love, authority, and alienation. For Fromm, love is not a passive emotion but a productive activity that encompasses knowledge, responsibility, respect, and care. In Kafka’s narrative, however, family relations lack these productive dimensions and are portrayed instead as conditional and utility-driven. Gregor’s devotion to his family is shaped not by a free and reciprocal bond of love but by an internalized ethic of duty and a sense of indebtedness. This dynamic constitutes the literary embodiment of Fromm’s critique of “conditional love.”
Throughout the novel, characters’ behavioral patterns and dialogues are analyzed in light of Fromm’s conception of love as an integration of moral responsibility, using coding criteria based on respect, responsibility, care, and knowledge, and structured through qualitative content analysis. The study further demonstrates, via the concepts of irrational authority and alienation, how modern capitalist society instrumentalizes family relations and ties the individual’s self-worth to external expectations. The family structure Kafka depicts represents a normative sphere in which ethical recognition disappears, belonging is tied to performance, and love ceases to be a sustainable bond, becoming instead a silent mechanism of exclusion.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dünya Dilleri, Edebiyatı ve Kültürü (Diğer), Aile Sosyolojisi, Aile ve İlişkiler Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 9 Ekim 2025 |
Gönderilme Tarihi | 30 Haziran 2025 |
Kabul Tarihi | 24 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 12 Sayı: 36 |
Akademi Sosyal Bilimler Dergisi Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.