Teke yarımadasının güneydoğusunda yer alan Finike ovası, Akçay ve Alakır çaylarının taşıdığı alüvyonlar ile şekillenmiştir. Ovanın kuzeyinde Toçak dağının eteklerindeki Limyra antik kenti Likya medeniyetinin önemli yerleşmelerindendir. Toçak dağı eteklerinden çıkan karstik kaynaklar nedeniyle antik kente ait yapıların ovada yer alanları son yıllara kadar bataklıklar içinde bulunmuştur. Limyra ve çevresinin paleocoğrafya özelliklerini belirlemek amacı ile toplam 46 adet delgi sondaj gerçekleştirilmiştir. Limyra harabelerinin bulunduğu ova yüzeyi deniz seviyesinden birkaç metre yükseltide olmasına rağmen bu alanda yapılan delgi sondajlarda denizel sedimanlara rastlanamamıştır. Bunun nedeni Akçay ve Alakır çaylarının oluşturduğu alüvyon yelpazelerinin Limyra ve çevresinin bulunduğu alana Holosen transgresyonu ile yükselen denizin sokulmasını engellemiş olmasıdır. Aynı zamanda bu yelpazeler arasında Toçak dağı etekleri boyunca çıkan karstik kaynakların suları tarafından beslenen sığ bir tatlı su gölü bulunmuştur. Deniz seviyesi ile bağlantılı olması gereken bu sığ gölün zaman zaman çok sığlaşıp bataklıklar halinde olduğu sondajlarda ulaşılan turba tabakalarından anlaşılmıştır. Bunlar, deniz seviyesinin birkaç metre alçalıp yeniden yükseldiğini göstermektedir. Yapılan tarihleme analizlerinden bu dönemin günümüzden 4100-3400 yılları arasında olduğu anlaşılmıştır. Limyra antik kenti, öncelikle Toçak dağı yamaçları ve eteğindeki birikinti konileri üzerinde kurulmuş, tatlı su gölü ve bataklıkların gerek doğal ve gerekse yapılan drenajlarla düzenlenmesi ile kentin geç dönem yapıları ova alanına doğru genişlemiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Cilt: 5 Sayı: 5 |