AB hukukunda üye devletler, kendi ülkelerinde AB hukuku kurallarının doğru, süresinde ve etkin şekilde uygulanması yükümlülüğü altındadır. Üye devletler, Birlik hukukunu ihlal eden bir eylemleri veya eylemsizlikleri söz konusu ise, Avrupa Birliği Adalet Divanı ABAD nezdinde Komisyon veya diğer üye devletler tarafından açılabilecek bir ihlal davası ile karşı karşıya kalabilirler. Bununla birlikte, söz konusu ihlal neticesinde bireyler bir zarara uğradıysa, bu zararın giderilmesinin mümkün olup olmadığı sorusu ortaya çıkmaktadır. Bu noktada, ABAD kararları ile gelişen devlet sorumluluğu ilkesi bir nevi kurtarıcı vazifesi görmektedir. Söz konusu ilke, Birlik hukukundan kaynaklanan hakların korunması yönünden önemli bir hukuki vasıtadır. Bireyler böylelikle üye devletlerin Birlik hukukunu ihlali neticesinde uğradıkları zararların tazminini talep edebilmektedir. Üye devletlerin sözleşme dışı sorumluluğuna ve bireylerin tazminat hakkına ilişkin koşullar ABAD içtihatlarıyla ortaya konulmakla birlikte, bu koşullardan kimilerinin yerine getirilmesinin pek de kolay olmaması, tartışmaları da beraberinde getirmektedir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 12 |