Devletler herhangi
bir tehditle karşı karşıya olduklarında ve bu tehditlerin etkisine maruz
kaldıklarında, tüm bu tehditleri ortadan kaldırmak amacıyla ulusal güvenlik
stratejisi izlerler. Bu bağlamda, Arap Baharının son ayağı olan Suriye’deki
olaylar Türkiye açısından insani müdahale kavramını gündeme getirmiştir. İnsani
müdahale kavramı bir devlet ya da devletler topluluğunun bir başka devletin
rızası olmadan, o devletin iç işlerine insani amaçlarla şiddet içeren bir
şekilde karışması olarak ifade edilebilir. İnsani müdahalenin tabiatı gereği
devletlerin egemenliğine müdahale edilmesi olağandır. Diğer yandan egemenlik
önemli bir değerdir. Bunun nedeni ise devletlerin egemenliğinin uluslararası
sistemde esas olmasıdır. Uluslararası istikrarın bozulmaması için ulusal
egemenliğin zedelenmemesi gerekir. Batılı devletlerin güçlü oldukları ve uluslararası
sistemde daha fazla söz sahibi oldukları aşikârdır. Bu tip devletlere insani
müdahale bahanesiyle operasyon yapılma ihtimali de zayıftır. Ancak, Batı
dışındaki devletler de her ne kadar Batılı devletler kadar güçlü olmasalar da
uluslararası sistemin birer parçasıdırlar. Egemenliğine müdahale edilmiş
devletlerin uluslararası istikrarı bozabileceği akıllardan çıkarılmamalıdır.
Bununla birlikte, müdahale seçeneğinin Batılı toplumların Batı dışı toplumlar
üzerinde egemenlik kurmalarının bir aracı olabileceği de unutulmamalıdır.
Uluslararası hukuk bağlamında devletlerin karşılıklı olarak birbirlerinin
egemenliğine saygılı olmaları temel ilkedir. Ancak Arap Baharı ile başlayan
süreçte ülkelerin yapıları dönüştürülmüştür. Bu bağlamda, Suriye üzerinde de
Esad rejiminin tasfiye edilerek sürecin tamamlanması hedeflenmiştir. Bu süreç
Türkiye’yi hem ulusal güvenlik hem de insani müdahale boyutunda
ilgilendirmiştir.
Bu çalışmada; ilk
olarak insan hakları, insani müdahale, koruma sorumluluğu ve egemenlik
kavramları üzerinde durulacaktır. Ardından Türkiye’nin insani müdahale
kapsamında Suriye konusundaki tutumu ve uyguladığı politikalar ayrıntılı olarak
değerlendirilecektir.
When states face any threats and when they are subject to potential threats,
they follow a national security strategy to eliminate all these threats. In this context the events in Syria which is the last
destination of Arap Spring lead an agenda on humanitarian intervention for
Turkey. In its simplest definition, the concept of humanitarian intervention can
be expressed as the interference of a state or group of states to another
state’s internal affairs including humanitarian purposes in a violent manner
without consent. It is common to intervene
to the sovereignty of states due to the nature of humanitarian intervention. On
the other hand sovereignty is an important value. This is because the
sovereignty of states is essential in the international system. In order not to disrupt
international stability, national sovereignty should not be harmed. It is obvious that Western states are powerful and have a greater voice
in the international system. There is a low possibility of operation to these
states because of humanitarian intervention concerns. On the other hand, non-Western
states are part of the international system, even though they are not as
powerful as Western states. It should be also noted that the states that are
subjected to intervention may
disrupt international stability. It should be also considered that the
option of intervention may be a tool for Western societies to dominate
non-Western societies.
In the context of international law, it is a fundamental principle that
states are mutually respectful to each other's sovereignty. However, in the
process starting with the Arab Spring, the structures of the countries were
transformed.
In this context, it was aimed to complete the process by eliminating the
Assad regime in Syria.
In this process, Turkey has
national security concerns and humanitarian intervention concerns.
In this study; firstly the concepts such as humanitarian
intervention, human rights, responsibility to protect and sovereignty will be examined. Then the scope of
humanitarian intervention policy and its practices that Turkey has on Syria
will be evaluated in detail.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 23 Eylül 2019 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 ASSAM ULUSLARARASI HAKEMLİ DERGİ 13. ULUSLARARASI KAMU YÖNETİMİ SEMPOZYUMU BİLDİRİLERİ ÖZEL SAYISI |
ASSAM-UHAD Nisan ve Kasım aylarında yayınlanan süreli ve elektronik basımı yapılan, uluslararası indeksli hakemli bir dergidir.