Tanrı-insan ilişkisi, düşünce tarihinin en önemli sorunları arasında yer almaktadır. Tanrıyla ilişkisini hangi din üzerinden kuruyor olursa olsun, herhangi bir dindarın İlahî olanla karşılaşması ve onu fevkalade bir şekilde yaşaması olarak anlaşılabilecek olan dini tecrübenin imkânı ayrı bir tartışma konusu olsa da dinî tecrübe kavramına yüklenen anlamlar sübjektif öz barındırdığı için kişiden kişiye değişebilecek kadar çeşitlilik arz etmektedir. Bu incelemedeki amaç, insanın varoluşundan beri, dinî inancın temel dayanak olduğu dinî tecrübenin tanımı konusunda ileri sürülen görüşleri tanıtarak bir değerlendirme yapmaktır. Esasen “Dinî tecrübenin imkânı” probleminden ayrı bir şekilde ele alınamayacak olan tanım konusunda “imkân” probleminin dışarıda tutulması konuyu makale sınırlarında tutma amacına matuftur.
Dinî tecrübe tartışmalarındaki önemli bir sorun dinî tecrübenin tanımı olduğu gibi diğer bir tartışma konusu ise kişisel dinî tecrübelerin Tanrı’ya inanmak için yeterli neden sağlayıp sağlamadığı konusudur. Dinî tecrübenin çeşitliliği ise, düşünürleri meşgul eden diğer bir husus olarak konuyla ilgilenen öncü isimlerden W. James’e dinî tecrübeye hasrettiği eseriyle haklı bir ün kazandırmıştır. Teolojik sorgulamadaki tecrübenin durumu ve teolojik sistemlerdeki işlevi teologların konuyla yoğun bir şekilde ilgilendiği alanlar olarak dikkat çekmektedir. Dinî tecrübe üzerine yapılan son tartışmaların odak noktası ise tüm kültürlerin temelinde aynı evrensel bir dinî tecrübe olup olmadığı üzerinedir. Perenniyalistler bu tür evrensel bir dinî tecrübenin varlığını ve tüm dinî tecrübelerin birliğini savunurken, bu görüş, temelde dinî tecrübenin empirik olduğunu ve bu tecrübenin “tanıma yoluyla bilgi”yi içerdiğini ileri sürmektedir. Onlara göre dinî tecrübenin nesnelliğini gösteren şey, duyu tecrübesinde olduğu gibi, tecrübe sahiplerinin tecrübe ettikleri şey konusundaki uzlaşımıdır. Bağlamsalcılar ise, evrensel öz temasını olumsuzlarken, tecrübenin saf ve evrensel bir öze sahip olmasının mümkün olmadığını ileri sürmektedir. Dinî tecrübenin nesnel bilgi sunmasının mümkün olmadığını iddia edenler dinî tecrübenin kişisel olmasını ve başkasına aktarılamamasını kanıt olarak öne sürmektedirler.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Gelişim Psikolojisi (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 22 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License