Isparta, son yıllarda diğer bir çok Anadolu
kentinde görüldüğü gibi, hızlı bir şekilde büyümektedir.
Bu büyüme olayı, beraberinde, Isparta’nın mevcut olan
geleneksel tarihi kimliğini ve dokusunu bozmadan, eski
bir Anadolu kenti olmaktan ziyade, modern çağdaş bir
kente nasıl dönüşüm yapacağı sorusunu akla
getirmektedir. Genel olarak gözlenmektedir ki, bu
dönüşüm esnasında ülkemizin hemen her yerinde çevre
ve tarihi zenginliklerin korunması oldukça ihmal
edilmiştir. Bu koruma işlemi, bu konuda korumayla
ilgili deneyim birikimi, çevre koruma bilinci, ekonomik
güç, tarih bilinci gibi hassas konuları iyi
değerlendirmeyi gerektirir. Türkiye’nin tüm kentlerinde
görüldüğü gibi, Isparta’da da yerleşim açısından,
kentin gelişme durumunun, diğer kentlere göre
farklılıklarını yansıtacak bir planlamanın olmayışı,
mevcut durumu değerlendirmeyi zorlaştırmaktadır.
Isparta’nın en eski bölümü, merkezde bir bölgede
kalmakta, koruma altına alınmış kentsel sit alanları,
tarihi sit alanları ve tek yapı ölçeğinde korunan
eserlerde ciddi sorunlar gözlenmektedir. Isparta’da
koruma altına alınmış binaların iç ve dış kısımlarının
tamir ve bakımlarının yapılması, çürüme ve
kötüleşmelerinin önüne geçilmesi, bu değerlerin gelecek
nesillere kazandırılması ve kentin kendine özgü
kimliğinin belirginleşmesi açısından önemlidir.
Birincil Dil | tr;en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2011 |
Gönderilme Tarihi | 25 Mart 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2005 Cilt: 10 Sayı: 14 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License