Cengiz’in torunu olan Hülâgû Han’ın temelini attığı İlhanlı devletinin siyasi yaşamında 1316 yılında Ebu Saîd Bahadır Han tahta geçmiş onun vâris bırakmadan ölümü ile siyasi birlik dağılmış ve hâkimiyet küçük hanedanlar arasında paylaşılmıştır. Bu yerel hanedanlardan birisi de Muzafferîlerdir. Muzafferîler hanedanın kurucusu Emîr Muhammed’in oğlu olan Şah Şüca hanedanın ikinci hükümdarıdır. Kardeşi Şah Mahmûd ile beraber, babaları Emîr Muhammed’in başarısız Tebriz seferi dönüşünde gözlerine mil çekip sürgüne göndermiş daha sonra da öldürmüşlerdir. Şah Şüca babasının vefatından sonra 1358 yılında 17 yaşında Şiraz’da Muzafferî tahtına geçmiştir. Hanedanın en parlak devri olarak kabul edilen bu dönemde Şah Şüca devleti yaklaşık yirmi altı sene yönetmiştir. Şah Şüca tahta çıktıktan sonra kardeşi Şah Mahmûd’la aralarında sayısız iktidar mücadelesi yaşamıştır. Sultan Üveys’in 1374 yılında ölümü üzerine bölgenin hâkimiyetini elinde tutan Celâyirli Devletinde yaşanan iktidar mücadelesinden yararlanmak isteyen Şah Şüca, hayallerini süsleyen Hz Süleyman kadar bilge ve İskender kadar kudretli bir sultan edasıyla 1376 yılında başkent Tebriz’i ele geçirerek, Celâyirli tahtının kısa bir süre de olsa hâkimi olmuştur. 1353 yılına kadar katı bir Sünni hükümet oluşturan Muzafferîler, Şah Şüca dönemiyle birlikte dini konularda çok daha fazla hoşgörü göstermiştir. Toplumsal ve dini yasakları tümüyle ortadan kaldırarak sınır konulamayan, toplumsal etik kurallara aykırı bir yaşam şekli doğurmuştur. Bu durum toplumsal yaşamda sosyo-kültürel yozlaşmanın zirveye ulaşmasını sağlamıştır. Yaşanan kültürel farklılık ve yozlaşma, sadece Muzafferî hanedanı için değil coğrafyanın tümü için geçerli bir durumdur. Bu durumun ayrıntılı bir incelemesi ve eleştirisinin de yapılması gerekmektedir.
In the political history of Ilkhanid state that was established by grandson of Genghis, Hulagu Khan, in 1316 Abu Sa’id Bahadur Khan succeeded to the throne and upon his death without leaving any heirs, political union was dissolved and sovereignty was shared among small dynasties. One of such local dynasties were the Muzaffarids. Son of founder of the Muzaffarids dynasty Amir Mohamed, Shah Shuja is the second ruler of the dynasty. Together with his brother Shah Mahmud, he blinded his father Amir Mohamed following his unsuccessful campaign to Tabriz and sent him to exile where he was subsequently killed. After his father’s death Shah Shuja ascended to Muzaffarids throne in Shiraz in 1358 at the age of 17. Accepted to be the prime of the dynasty, Shah Shuja governed the state for about twenty- six years. Following his ascension to the throne, Shah Shuja had power struggles with his brother, Shah Mahmud. Upon death of Sultan Uveis in 1374 Shah Shuja benefited from power struggle in Jalayirid State that occupied the region and captured its capital city, Tabriz in 1376 in the manner of the sultan of his dreams, wise like Suleiman and powerful like Alexander, occupying the Jalayirid throne even for a brief period. Muzaffarids that established a stern Sunni government until 1353, demonstrated higher religious tolerance in Shah Shuja period. He removed all social and religious bans and formed an unlimited lifestyle contrary to social ethics. This caused socio-cultural corruption to peak in social life. The cultural difference and corruption was valid not just for the Muzaffarid dynasty, but for the entire geography. A detailed study and critic of this situation is called for.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | TARİH, BİLGİ VE BELGE YÖNETİMİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 30 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 67 |