Osmanlı Devleti’nde Batılılaşma süreci, Sultan III. Ahmet zamanında Lale
Devri denilen bir geçiş evresinin ardından Sultan I. Mahmut’la birlikte
hızlanmıştır. Böylece başta başkent İstanbul olmak üzere Osmanlı’nın hâkim
olduğu topraklarda Barok, Ampir ve Eklektik adı verilen Batılı üsluplar etkisini
bütün canlılığıyla sergilemeye başlamıştır.
Bu sürecin Ortadoğu’ya ve Afrika’ya da paralel olarak yansıdığını söylemek
mümkündür. Ortadoğu’da XIX. yüzyılda yoğun imar faaliyetlerinin sergilendiği
İsrail’in Yafa kentindeki eserler ile Afrika’nın kilit bölgelerinden birisi olan
Mısır’daki uygulamalar bunun en güzel göstergesi durumundadır. İbrahim Bey elKebir’in
biri Kahire’de (1753–54), diğeri Tanta’da (1768) iki Sebil-Küttabı,
Kahire’deki Sultan I. Mahmut Sebil-Küttabı (1750), Sultan III. Mustafa SebilKüttabı
(1758), Ahmet Hüseyin (Hüseyin Şüeybi) Sebil-Küttabı (1758), Rukiye
Dudu Sebil-Küttabı (1761), Nefise Beyza Sebil-Küttabı (1796), Çavuş Ali Kethüda
Sebil-Küttabı (1797–98), Tosun Paşa Sebil-Küttabı (1821), İsmail Paşa SebilKüttabı
(1828), Erzincanlı Hasan Ağa Sebil-Küttabı (1830), Silahtar Süleyman
Ağa Sebil-Küttabı (1837), Ümmü Abbas Paşa Sebil-Küttabı (1867), Ahmet Rıfat
Paşa Sebil-Küttabı (1864), Mustafa Fazıl Paşa Sebil-Küttabı (1863) ile Tanta’daki
Ahmedi Sebili (XIX. yüzyıl) bu sanatsal gelişimin temsilcileri olarak gösterilebilir.
Bunun yanı sıra Mehmet Ali Paşa ve torunları tarafından ortaya konan çeşitli
yapılarda (Kahire’deki Mehmet Ali Paşa Camii, Harem Sarayı, Cevher Sarayı ve
Şobra Sarayı ile İskenderiye’deki Ras el-Tin Sarayı, Ömer Paşa Sarayı ve XIX.
yüzyıl konutları) da Barok ve Ampir üslupların etkileri görülebilmektedir. Diğer
taraftan biz biliyoruz ki, Batılılaşmanın Osmanlı Sanatına etkisi özellikle süsleme
alanında daha etkin olmuştur. Dolayısıyla Kahire’deki pek çok yapıda bu dönemde
karşımıza çıkan ‘C’ ve ‘S’ kıvrımları, Hollanda manzaralı Delft çinileri, servi, lale,
karanfil, narçiçeği, bir vazodan çıkan çiçek desenleri, bahar çiçekleri ve realist
çiçek-kıvrık dal ile çin bulutu gibi motiflerde de bu etkileşimi görmek mümkündür. Yafa şehrinde görülen mimari eserlerde ise, bir taraftan Hasan Bey Camii ile
II. Abdülhamit’in Arap eyaletlerindeki İslamcı politikaya uygun olarak başkent ve
mahalli üslupların eklektik biçimde tatbiki, diğer taraftan Sıksık Camisi Sebili, Ebu
Nabbut Sebili, Süleyman Paşa Sebili, Yeni Hükümet Binası ve Saat Kulesi gibi
yapılarla da İstanbul’da bu dönemde yaygın olan batılı üslupların yöreye yansıması
söz konusu olmaktadır. Bu çalışmada Batılılaşma sürecinin Osmanlı Mısır’ına ve
kısmen de Filistin bölgesine nasıl yansıdığını örneklerle birlikte ortaya koymaya
çalışacağız.
Birincil Dil | tr; en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2010 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mart 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Sayı: 19 |
Etik kurallarla ilgili maddelerin uygulanması konusunda etik kurul izni gerektiren çalışmalar için izinlerin alınıp, izinle ilgili bilgilere makalede yer verilmesi hususu kriterlere eklenmiştir. Bu doğrultuda dergimize gönderilen ve aşağıda belirtilen koşullara uyan makaleler için Etik Kurul İzni alınması gerekmektedir.
• Anket, mülakat, odak grup çalışması, gözlem, deney, görüşme teknikleri kullanılarak katılımcılardan veri toplanmasını gerektiren nitel ya da nicel yaklaşımlarla yürütülen her türlü araştırmalar.
Ayrıca;
• Başkalarına ait ölçek, anket, fotoğrafların kullanımı için sahiplerinden izin alınması ve belirtilmesi,
• Kullanılan fikir ve sanat eserleri için telif hakları düzenlemelerine uyulduğunun belirtilmesi gerekmektedir.