Rönesans Venedik’te 16. yy’ın başlarında zirve noktasına
ulaşmış ve “Venedik Ekolü” olarak bilinen özgün biçimini almıştı. Venedik Ekolü
mimarlık ve resmi bir araya getirmişti. Resimler kiliseler, manastırlar okullar
ve saraylar için yapılıyordu. İçerik ve kompozisyonları binaların mimari
mekanları için tasarlanıyordu. Bu da resim kompozisyonunda tarihsel bir değişim
yarattı. Resmin mimari yapının bir parçası olması kadar, binaların mimari
yapıları da resmin bir parçası oldu. Yapının içinde resme bakış açısı, resmin
kurgusuna doğrudan etki etti. Giovanni Bellini San Zaccaria Kilisesinde resimin
kompozisyonunu mimarlıkla birleştirdi ve Tiziano’nun tavan resimleri Venedik
Sanatı’nda yeni bir akım yaratttı. Paolo Veronese ve Tintoretto Tiziano’nun
yolunu takip etti ve mimari yapı için resim kurguları ve kompozisyon oluşturdular. Bu sanatçılar
mimari mekanda resmin en güçlü etkisini elde etmesi için çalıştılar ve resim
kurgularken oluşan kompozisyonların binaların yapısal ihtiyaçlarından bağımsız
olmadığını gördüler. Böylece kendilerinden sonra gelen sanatçıların da bu
bağlamda çalışmalar yapmalarına sebep oldular. Venedik Sanatı’nda resim ve
mimarlık birlikteliği, her iki sanatı da gelişmesine sebep olmuştur. Kompozisyon tasarımındaki yapılsal değişim,
resim sanatının içeriğini ve yansıttığı etkiyi değiştirmiş ve Barok sanatın
doğmasına yol açmıştır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2018 |
Gönderilme Tarihi | 12 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 31 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.