Çağdaş yaşamın bir gereği olarak, bedensel,
zihinsel, duygusal yönden aşırı bir
zorlanmanın baskısı altındayız. Bu yaşantının
oluşturduğu stresi karşılamak için
kişiler istemeden de olsa aşırı bir enerji
toplama gereği duymaktadırlar. Bedensel
sisteme giren fazla enerji harcanamamakta
ve birikme eğilimini göstermektedir.
Beden, yüklendiği enerji fazlasını
harcayamadığında gelişi güzel depolama
yoluna giderek anormallikler (obezite)
oluşmaktadır. Bu durumun yalnızca bedensel
sistemle ilgili olmayıp insanın
duygusal ve düşünsel alt sistemleri için de
geçerli olduğunu düşünebiliriz. İnsan sistematiği
gıdaların tıka basa atıldığı ve bilgilerin
gelişigüzel depolandığı bir çöp
kutusu olmayıp normal koşullarda aldığı
enerjiyi algılayıcı, çözümleyici, özümleyici
ve sonunda işleyerek “öz gücüne”
dönüştürücü, bir yapıdır. Bu nedenle kaynağı
ve niteliği belirsiz, gelişigüzel, paketlenmiş,
doğruluğu araştırılmadan,
yararlılığı test edilmeden kabul edilen
bilgi ve diğer girdiler sistemi hantallaştı-
rıp kirleterek “bedensel ve bilişsel obezliğ”i
yaratmaktadır. Bu konu gelişim
eğitim sürecinde önemli bir sorun olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Birincil Dil | tr;en |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Kasım 2011 |
Gönderilme Tarihi | 26 Kasım 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Sayı: 1 |