Masnavi which is proper to tell broadly love, adventure and heroism stories and also religious, moral, social and historical subjects is a kind of poetry which came from Persian literature to Turkish literature although its first samples have been seen in Arabian literature. Love masnavis such as “Leylâ vü Mecnûn”, “Husrev ü Şîrîn”, “Yûsuf u Züleyhâ” which are gotten from Persian literature started to be seen our literature since centuries of XIV-XV. So the story of Hüsrev ü Şîrîn was dealt by many poets in classic Turkish literature and an entire corpus was done under the name of Hüsrev ü Şîrîn’s masnavis.
One of the most important masnavis of Hüsrev ü Şîrîn was written by Şeyhî and the other one was written by Ahmed-i Rıdvan. On this study which was made in order to reveal similarities and differencies on aforementioned works as determining on two different poets’ approach to type of beloved one, the type of Şîrîn which was included in masnavis of “Hüsrev ü Şîrîn” belonging to Şeyhî who was one of first poets in XV. century and belonging to Ahmed-i Rıdvân who was a poet in XVI. century was subject to the comparison. Physical and spiritual features of Şîrîn was emphasized within the scope of couplets which were chosen from passages belonging to titles which overlapped each other in two works which seperated into sections.
On the article which was done to get benefit from the method of comparison, similar and different aspects of Şîrîn type which were gotten in aforementioned works were tried to be determined and the reasons of these similarities and differencies were mentioned now and then.
With this study, it was concluded that Şîrîn who is one of female heroes of Hüsrev ü Şîrîn story and who gets the role of darling was seen with a closer likeness to real one rather than type of darling that was idealized in classic Turkish poems’ odes.
Gerek aşk, macera ve kahramanlık hikâyelerinin gerekse dinî, ahlaki, sosyal ve tarihî konuların uzun uzadıya anlatılmasına uygun olan mesnevi -ilk örneklerine Arap edebiyatında rastlanmakla birlikte- İran edebiyatından Türk edebiyatına geçmiş bir nazım şeklidir. İran edebiyatında ele alınan “Leylâ vü Mecnûn”, “Hüsrev ü Şîrîn”, “Yûsuf u Züleyhâ” gibi aşk mesnevileri XIV-XV. yüzyıllardan itibaren edebiyatımızda da görülmeye başlanmıştır. Nitekim Hüsrev ü Şîrîn hikâyesi klasik Türk edebiyatında birçok şair tarafından işlenmiş ve Hüsrev ü Şîrîn mesnevileri adı altında bir külliyat oluşmuştur.
Hüsrev ü Şîrîn mesnevilerinin en önemlilerinden birini Şeyhî, diğerini de Ahmed-i Rıdvân yazmıştır. İki farklı şairin sevgili tipine yaklaşımı tespit edilerek, söz konusu eserlerdeki benzerlik ve farklılıkları ortaya koymak amacıyla yapılan bu çalışmada, XV. yüzyılın başta gelen şairlerinden biri olan Şeyhî ve XVI. yüzyıl şairlerinden Ahmed-i Rıdvân’a ait “Hüsrev ü Şîrîn” mesnevilerinde yer alan Şîrîn tipi karşılaştırmaya konu olmuştur. Kendi içlerinde bölümlere ayrılmış her iki eserde de birbiriyle örtüşen başlıklara ait pasajlardan seçilen beyitler bağlamında Şîrîn’in fiziksel ve ruhsal özellikleri üzerinde durulmuştur.
Mukayese yönteminden yararlanılmak suretiyle oluşturulan bu makalede, söz konusu eserlerde ele alınan Şîrîn tipinin benzer ve farklı yönleri tespit edilmeye çalışılmış, zaman zaman aradaki bu benzerlik ve farklılıkların sebeplerine değinilmiştir.
Bu çalışmayla, Hüsrev ü Şîrîn hikâyesinin kadın kahramanlarından biri olan ve sevgili rolünü üstlenen Şîrîn’in, klasik Türk şiiri gazellerindeki idealize edilmiş sevgili tipinden ziyade, gerçeğe daha yakın bir portre ile karşımıza çıktığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 59 |