Türk halk kültürü ve folkloru tarihi süreç içerisinde yaşadığı coğrafyasıyla ve iklimiyle birlikte çeşitli özellikleri bünyesinden devralarak sergilemiştir. Kültürün ilk deneyimleri de tabiatla iç içe geçen bir birlikteliğin dökümünü sunan malzemeleriyle açıklanmaktadır. Dünyanın muhtemel ve gerçek durumunu kavramaya, benzetmeye veya tasvir etmeye imkân sağlayan, öncelikli olarak dağ, nehir, ağaç ve hayvanlar âlemi içerisinde sıklıkla yer alan seçilmiş hayvan türleri, tabiat içerisinde var olan gerçek nesnelerdir. Bu nesnelerin kendi aralarındaki ilişkinin yoğunluğu ve çeşitliliği mecazi anlamda oldukça geniş yer tutmuştur. Görünen tabiat elemanları, reel âlemin biçim dünyasını sunarken öte dünya için de yüklenilen anlamlar neticesinde ezeli ve ebedi bir denge özelliğine bürünmüştür. Epistemolojik bağlamda, subje ve objeyi temsil eden gören ile görünenin şekil aldığı fikri intikallerin bütünü olarak değerlendirmek gerekir. Makale metni, “Eski Türk İnançlarında Tabiat Kültü: Erzurum Kazancı Örneği” başlığı ile bu yörede yaşayan halklarda görülen, tabiat kültünün geçmişe ait inancın izlerini, alan araştırmaları ve görsel malzemeleri ile açıklama yoluna gidilmiş olmasıdır.
Turkish folk culture and folklore have taken various features together with their geography and climate. The first experiences of culture are explained by the materials that provide a breakdown of a unity that is intertwined with nature. The selected animal species, which are often found on mountains, in rivers, on trees and animal populations, which enable us to grasp, simulate or depict the probable and real state of the world, are real objects that exist in nature. The intensity and diversity of the interrelations of these objects occupied quite a metaphorical sense. The appearing natural elements represent the realm of the real world, and as a result of the meanings attribute to the other world has assumed an eternal balance. In the epistemological context, the idea representing the subject and the object, and the idea that the appearance takes shape, should be considered as the whole of the relics. In our paper, titled “Natural Turkish Beliefs: The Case of Erzurum Kazanci”, the traces of the belief of the past in this region and the shamanistic elements experienced in the history have been explained with their visuals as a living asset.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 67 |