Ayla Kutlu is one of people who review woman and woman's place in the society in being A Turkish novelist after 1970. The artist targets to reveal "Turkish people's adventure in terms of time, place and values" in a backboard's atmosphere that the date, place and sociological structures dissolve in the artist's own expression. The artist achieves to transform a woman into a "value" in a universal sense as she provides woman heroes with the mythic properties that she put those women in a social order in the different status such as a highbrow, semi-highbrow, provincial/ illiterate with a view point that she provided as going out of the formal date.
Ayla Kutlu made herself accepted as being a novelist and storytelle says that she doesn’t spare specific time to write a story and the story occurs instinctively while writting a novel. The indications mostly related to the Anatolian people, women and children are seen on her stories that she fictionalizes by taking her inspiration from the lands where the artist was born.
When “ Mekruh Kadınlar Mezarlığı” which gives the name of book that comprises the subject of this study and consists of seven stories is considered with the other stories in the book, it attracts attention that the woman creates a strong connection between herself and nature in her existence journey and she supports this connection with mythic consignments. Moreover, we can say that Ayla Kutlu who thinks the art’s first duty is to aggrandize the human, to enrich their inner world and to vary them services for the same purpose in her story in the name of “ Mekruh Kadınlar Mezarlığı”.
Öz
Ayla Kutlu, 1970 sonrası Türk romancılığında kadın ve kadının toplumdaki yerini irdeleyen isimlerden birisidir. Sanatçı kendi söylemiyle tarih, mekân ve sosyolojik yapının eridiği bir potanın atmosferinde “Türk insanının sergüzeştini zaman, mekân ve değerler yönünden” ortaya koymayı hedefler. Resmî tarihin dışına çıkarak oluşturduğu bakış açısıyla aydın, yarı aydın, taşralı/okumamış kadın gibi farklı statülerde toplumsal düzene yerleştirdiği kadın kahramanlarını mitik özelliklerle donatan Ayla Kutlu, böylece evrensel anlamda kadını bir “değer”e dönüştürmeyi başarır.
Romancılığının yanı sıra aynı zamanda hikâyeciliği ile de kendisini kabul ettiren Ayla Kutlu, hikâye yazmak için özel bir zaman ayırmadığını, roman yazdığı sırada hikâyenin kendiliğinden doğduğunu söyler. Sanatçının doğduğu topraklardan ilhamını alarak kurguladığı hikâyelerinde, daha çok Anadolu insanının, kadınların ve çocukların yaşamlarına dair izler görülür.
Bu çalışmanın konusunu oluşturan ve aynı zamanda yedi hikâyeden oluşan kitaba adını veren “Mekruh Kadınlar Mezarlığı”, kitabın içerisindeki diğer hikâyelerle birlikte düşünüldüğünde kadının varoluş yolculuğunda doğa ile arasına güçlü bir bağ kurduğu, bu bağı mitik göndermelerle desteklediği dikkati çeker. Ayrıca sanatın birincil görevini insanları yüceltmek, iç yapılarını zenginleştirmek ve çeşitlendirmek olarak gören Ayla Kutlu’nun “Mekruh Kadınlar Mezarlığı” adlı öyküsünde de aynı amaca hizmet ettiğini söyleyebiliriz.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 68 |