Gerek genel olarak öğretimde gerekse özel olarak felsefe öğretiminde, Platon’un diyaloglarında örneklenen ve “Sokratik metot” denen şey, sık sık bir öğretim metotu olarak önerilir. Hatta öğretmenlerin günlük planlarında “kullanılacak metotlar” başlığı altında sıralanabilecek metotlar arasında “soru-yanıt” ya da “tartışma” metotunun ayrıcalıklı bir yeri vardır. Metot, genellikle konferans ya da öğretmenin konuyu öğrencilere anlatması metotunun karşıtı olarak görülür. Anlatma metotunun öğrencileri edilgen kıldığı, öğrencinin bilgiyi kendisinin bulmasına yardım etmek yerine bilgiyi ona aktardığı öne sürülür. Öğretmen, bu düşüncelerin etkisiyle olsa gerek, Sorkatik metotu kullanmak zorunda hisseder kendini. Bu metotu kullanırken dersin canlı geçeceğini; öğrenciyi, ona sorular yönelterek; konunun içine çekeceğim; kendisinin anlatmak istediği bilgileri ona ‘keşfettireceğini’, böylece öğrencide, ulaşılan sonuçlara birlikte varıldığı izlenimini uyandıracağını düşünür. Bunlardan başka, öğretmen, demokratik inançlarının bir gereği olduğu düşüncesiyle, bu metotla öğrencilerde Sokrates’inki gibi eleştirel, sorgulayan bir tutum oluşturma amacı da güder.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Alan Eğitimleri |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1994 Cilt: 27 Sayı: 2 |
AUEBFD'nin tüm İçerikleri Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License kuralları çerçevesinde lisanslanmaktadır.
AUEBFD CC BY-NC-ND 4.0 lisansını kullanmaktadır.