Lumiere’lerin 1895’te Hareketli resmi bulmalarından sonra sinema, çağımızın en yaygın ve en etkili sanat dallarından birisi olmuştur. Kendine özgü dilini oluşturan sinema, Peter Wollen’a göre şu yedi büyük erdeme sahiptir: Geçişsiz anlatı, yabancılaşma, öne çıkma, çok anlatım, açık uç, rahatsız olma ve gerçek. Kuşkusuz çağdaş anlatıların özellikleri olan bu nitelemeler Aristotelesçi anlayışın da tersi yönündedir. Büker kitabında çağdaş anlatılara örnek olarak O, Kavur’un Gece Yolculuğu ile Anayurt Oteli’ni, A. Yılmaz’ın Aaahhh Belinda ile Hayallerim, Aşkım ve Sen’ini verir. Çağdaş anlatı filmlerinin başka-kalarına anlatabileceğimiz öyküleri olmadığı, üretici olmayan bir izleyici için bir anlam taşımadığını belirtir. Çünkü çağdaş anlatı filmi bitmiş bir ürün değil, çağdaş anlatı filmini izleyen izleyici de salt bir tüketici değildir (Büker, 97-101).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Alan Eğitimleri |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1993 Cilt: 26 Sayı: 1 |
AUEBFD'nin tüm İçerikleri Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License kuralları çerçevesinde lisanslanmaktadır.
AUEBFD CC BY-NC-ND 4.0 lisansını kullanmaktadır.