Öz
Kişilik kuramlarının pek çoğu sağlıklı kişilik için kaygıyı temel olarak almaktadırlar. Freud (1963) gerçekçi kaygı ile nevrotik kaygıyı ayırtetmektedir. Erickson (1950) korkuya karşın kaygının tartışmasını yaparken Freud’un görüşünü savunmaktadır. Kierkegaard (1944) orijinal kaygıyı sürekli kaygıdan; May (1950) normal kaygıyı nevrotik kaygıdan ayırmaktadır. Maslow (1968) ise, kendini gerçekleştirebilmeye ilişkin olarak yaşanan hoş bir gerilimden sözetmekte ve büyümenin hem kaygıları hem de hoşlanımları içerdiğini ileri sürmektedir. Âlpert ve Haber’de (1960) kolaylaştırıcı ve engelleyici kaygıları ayırtet inektedirler. Dabrowski’nin (İ972) olumlu çözülme kuramına (theory of positive disintegration) göre, psikolojik sağlık ile kaygı tutarlıdır. O’nâ göre, “sinirlilik ve nevroz olmadan olumlu çözülme olamaz, ölümlü çözülme olmadan da olumlu bir gelişme olamaz (s. 159)”. Piechowski (1975) bu kuramı farklı bir şekilde tanımlayarak psikologların insan davranışım, ortaya çıkan davranış örüntülerinin gelişmesi olarak tekrar ele almaları gerektiğini belirtmektedir. Böylece kendini gerçekleştirme ve kaygının tutarlılığı ile ilgili bir tartışına ortaya çıkmıştır.