1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi ile kurulan Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi, deniz hukukunda uzman, yeni bir yargı mercii olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararası Adalet Divanı’nın bugüne kadar verdiği kararların yaklaşık dörtte birinin deniz hukukuna ilişkin olduğunu göz önüne alacak olursak, deniz hukukunda uzman bir mahkemenin kurulması, Divan’ın iş yükü açısından önem arz etmektedir. Ancak iş yükü nedeniyle hâsıl olan uzmanlaşma ihtiyacı karşısında Mahkeme’nin kurulması, olumsuz eleştirileri de beraberinde getirmektedir. Söz konusu olumsuz eleştiriler genel olarak, yeni bir yargı merciinin kuruluşunun uluslararası hukukta parçalanmaya, içtihat farklılaşmasına ve diğer uluslararası yargı mercileri arasında yargı yetkisi çatışmasına sebep olma ihtimali hususlarında yoğunlaşmaktadır. Nitekim Mahkeme’nin kuruluşundan bu yana, gemi ve mürettebatın salıverilmesi ve ihtiyati tedbir kararları vermesi de, Mahkeme’nin etkisiz olduğu yorumuna neden olmaktadır. Mahkeme’nin 2012 yılında verdiği Bangladeş- Myanmar Deniz
Alanlarının Sınırlandırılması Kararı ise, önceki faaliyetlerinden farklı
olarak, deniz alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin ilk kararıdır. Çalışmanın
amacı, Mahkeme’nin işbu kararı ışığında, kararda kullandığı sınırlandırma
yöntemini ve sınırlandırmaya ilişkin açıklamalarını ele alarak, Mahkeme’ye
ilişkin yapılan tartışmaları değerlendirmektir.
Uluslararası Adalet Divanı Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi deniz alanlarının sınırlandırılması uluslararası hukukta parçalanma yargı yetkisi çatışması içtihat farklılaşması.
International Tribunal for the Law of the Sea, established by 1982 United Nations Convention on the Law of the Sea, appeares before us as a new international judicial institution which specialises on the law of the sea. Considering the fact that almost one quarter of the cases of International Court Justice are on the law of the sea, establishment of a new judicial institution specialises on the law of the sea has importance on workload of the Court. However, establishment of the Tribunal, in the face of specialisation need caused by workload, has brought along negative criticism on the Tribunal, too. Aforementioned negative criticisms are generally focused on fragmentation of international law, differentiation of jurisprudence and conflict on jurisdiction of different international judicial institutions. Hence, since the establishment of the Tribunal, handling with orders on the prompt release of vessels and crews and provisional measures are caused the Tribunal to be called insufficient. As for BangladeshMyanmar Maritime Delimitation Judgment rendered by the Tribunal in 2012, being different from former activities of it, is the first judgment of the Tribunal on the maritime delimitation. The aim of the study is to examine discussions on the Tribunal via considering the aforementioned judgment, delimitation methodology of the judgment and reasoning on the delimitation of the Tribunal in detail
International Court of Justice International Tribunal for the Law of the Sea maritime delimitation fragmentation of international law conflict on jurisdiction differentiation of jurisprudence
Diğer ID | JA44CK42HV |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Gönderilme Tarihi | 1 Haziran 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 |