Hukukun temel işlevlerinden biri, hukuksal barış ve güvenliğin gerçekleştirilmesidir. Bu nedenle, her hukuk düzeni, bireyler arası ilişkilerde “haksız” olarak nitelediği davranışlar sonucu doğan zararların tazminine ilişkin çözümler üretmiştir. Bu durumu, Özel Hukuk alanındaki ilişkilerde kolayca gözlemlemek mümkündür. Aynı anlayışın gereği olarak, devlet organlarının da eylem ve işlemleri ile bireylere vermiş oldukları zararları karşılaması gerektiği düşünülebilir ise de; bu düşünce, çeşitli sebeplerle uzunca bir süre kabul edilmemiştir. Fakat günümüzde artık hiçbir uygar ülkede, kamusal gücün bireylere haksız olarak verdiği zararların yine devletçe üstlenilip karşılanması gereği, tartışma konusu yapılmamaktadır. Çünkü gerek Fransa’da ve gerekse ülkemizde, öğretide olduğu kadar yargısal içtihatlarda da genel kabul gören yaklaşıma göre, İdarenin hukuki (mali) sorumluluğunun kabul edilmesi Hukuk Devletinin olmazsa olmaz gereklerinden biri olarak görülmektedir. Ancak, idarenin hukuki (mali) sorumluluğu ilkesi, Fransa’da olduğu gibi, ülkemizde de pozitif hukuk kurallarından önce ve onlardan ziyade yargısal içtihatlarla yaratılıp şekillendirildiğinden; sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde olmuştur. İdarenin sorumluluğu ile ilgili bu dinamik ve evrimsel özellik, kuşkusuz, kaçınılmaz olduğu kadar yararlıdır da. Zira ancak bu sayede, İdarenin her geçen gün artan ve karmaşık bir hal alan faaliyetlerinin yol açabileceği zararların tazmin edilebilme imkân ve koşulları ihtiyaçlara en uygun şekilde cevap verebilecek bir tarzda belirlenebilir. Ne var ki, bunun beraberinde getirebileceği birtakım sakıncalar da yok değil. Bunun en somut kanıtı ise, inceleme konumuzu teşkil eden; mahkemece hükmedilen manevi tazminata faiz de yürütülüp yürütülemeyeceği meselesidir. Gerçekten de, aşağıda ortaya koyacağımız gibi, hükmedilen manevi tazminata faiz yürütülüp yürütülmeyeceği sorununa ilişkin olarak Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararları arasında bir birlik ve uyum bulunmadığı gibi, her bir Yüksek Mahkemenin kendi uygulaması da aynı birlik ve uyumu göstermekten uzaktır. Oysa özel hukuk alanında ve adli yargı yerlerinin uygulamasında, böyle bir sorunun yaşanmadığı görülmektedir. Nitekim gerek Yargıtay’ın ve gerekse doktrinin yaklaşımına bakıldığında, hükmedilen manevi tazminata faiz de yürütülmesi gerektiğinin tartışmasız bir şekilde kabul edildiği gözlenmektedir. Hukuk düzeni bakımından arzu edilmeyecek bu sonucun bir an önce son bulmasında sayısız fayda vardır. Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yeni kararlarında söz konusu duruma son verecek bir gelişmenin işaretleri görülmekte ise de, bu kararlara bakarak sorunun hal edilmiş olduğunu söylemek henüz erken görünmektedir
Establishing peace and security is one of the main objectives of law. Therefore, every legal system has provisions so as to prevent “unfair” behaviors among the individuals. It’s very easy to detect this in context of relations of in the area civil law. As a result of same perception, one may think that state bodies are also responsible for their wrongful acts, however this had not been accepted until recently. But, in our time, none of civilized nation would allow unfair conducts of state actors. Even if such a conduct occurred states have to compensate damages caused. Both in Turkey and France accepted approach is, in court decisions as well as doctrine, that the legal (and financial) responsibility of administration as one of the indispensable elements of the state of law. However, the principle of legal (and financial) responsibility is accepted in court decisions before positive law both in France and Turkey. This is why the principle is being evolved thorough the dictums of the courts. Thanks to this way of evolution of the principle it could easily adapted to the changing needs of the day. However it brings some inconveniences together. For instance, the problem of whether the courts could determine interests as well as compensation. There is no unanimous opinion between Council of State and High Military Administrative Court. Yet, there is no such problem in the administration of civil courts. In the application of The High Court of Appeals interest is paid as well as compensation without doubt. The inconsistent practice between Council of State and High Military Administrative Court should end immediately for the sake of legal order. Despite signs for the solution in the latest decisions of the courts, it’s early to say the problem has solved
Council of State High Military Administrative Court compensation interest
Diğer ID | JA82UT77ST |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2006 |
Gönderilme Tarihi | 1 Eylül 2006 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2006 Cilt: 55 Sayı: 2 |