Çoğunluğun yaşama hakkı ile azınlığın yaşama hakkı arasındaki çatışmayı konu edinen tramvay problemi, deontolojik etiğin en ünlü düşünce deneylerinden birisi olup yaklaşık yarım yüzyıldır psikoloji, sinirbilim, etik ve hukuk gibi birçok farklı alanda üzerine çalışmalar yapılan önemli bir konudur.
Tramvay problemi, biri deskriptif (tanımlanabilir), diğeri normatif (değerlendirilebilir) nitelikte olan iki alt problemden oluşmaktadır. Deskriptif problem, çoğunluğun yaşama hakkı ile azınlığın yaşama hakkının çatıştığı aynı nitelikteki olaylarda neden farklı değer yargılarına sahip olduğumuza ilişkin iken normatif problem, çoğunluğun yaşaması için azınlığın yaşamını kaybetmesine neden olunmasına izin verilip verilemeyeceği, verilebilecekse bunun hangi koşullarda mümkün olduğu ile ilgilidir.
Yaşama hakkı, ceza hukukunun korumayı amaçladığı hukuki değerlerin başında gelmektedir; bu yüzden tramvay problemine konu ikilemlerde süjenin “nasıl davranırsam davranışım hukuka aykırı olmaz” sorusuna ceza hukukunun bir yanıt vermesi gerekir. Çoğunluğun yaşamını kaybetmesine mi izin verilecektir yoksa çoğunluğu kurtarmak için masum azınlığın yaşamını kaybetmesine neden olunmasına mı?
Bu çalışmada tramvay problemi ve bu problemin ceza hukuku bakımından çözümü ele alınacaktır.
Tramvay Problemi Yaşama Hakkı Haksızlık Ahlaki İkilemler Hukuki İkilemler
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ceza Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 19 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 9 Ağustos 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 73 Sayı: 3 |