Mülkiyet hakkı odaklı gelişen şehircilik anlayışında yaşanan dönüşüm, çok katmanlı bir hukuki arka plana dayanır. Çalışma, inşaat odaklı şehircilik pratiğinde kamu gücünün kullanımının mülkiyet hakkı ve şehircilik hukukunda dönüşüm yarattığını ileri sürmektedir. Bu dönüşüme paralel biçimde kamu gücünün kullanım biçimi olarak 2942 Kamulaştırma Kanunu ve burada düzenlenen acele kamulaştırmayla 7452 sayılı Kanun’da düzenlenen acele kamulaştırma uygulamalarının şehircilik hukukunu inşaat odaklı ve köklü bir dönüşüme uğrattığı ortaya konulmaktadır. Afet sonrası konut ihtiyacını karşılamak amacıyla alınan acele kamulaştırma kararlarındaki kamu yararı yaklaşımı, taşınmazların mülkiyet rejimindeki değişikliğin özel konut üretimi üzerinde de etki göstermesi nedeniyle tartışmanın merkezini oluşturmaktadır. 2023 depremi ardından kabul edilen 7452 sayılı Kanun, planlama sürecine tabi olmaksızın, şehirleri dönüştürecek yeni bir paradigma olarak özel yarar odaklı “konut ihtiyacı” kavramını gündeme getirmiştir. Kanunda ve idari uygulamalarda, “kamu yararı” gücü atfedilen bu “konut ihtiyacı” paradigması, acele kamulaştırma gibi kamu gücü kullanılan uygulamalar yoluyla hayat bulmaktadır.
Bu kapsamda makalede, mülkiyet hakkının anayasal bir güvence olmaktan çıkmasına neden olabilecek “konut ihtiyacı” temelinde ve 7452 sayılı Kanun kapsamında yürütülen acele kamulaştırma uygulamaları, Danıştay’ın yargısal pratikleri ışığında eleştirilmiştir. Bu bağlamda şehircilik hukukunun bütüncül planlama ekseninde tartışılması gerektiği belirtilerek, olağanüstü hal mekanizmalarının süreklileşmesinin şehirleşme süreçlerinde radikal bir krize yol açabileceği hukuki bağlamlarıyla tartışılmıştır.
Acele Kamulaştırma 7452 sayılı Kanun Mülkiyet Hakkı Kamu Yararı Şehircilik
The transformation in the understanding of urbanism centered around property rights is grounded in a multilayered legal background. This study argues that the use of public authority in construction-oriented urban practices has triggered a shift in both the right to property and urban law. In parallel with this, it is observed that the Expropriation Law No.2942 and the urgent expropriation practices regulated therein, along with those introduced by Law No.7452, have restructured urban law with a construction-centered and radical perspective. The public interest rationale in urgent expropriation decisions, adopted to meet post-disaster housing needs, becomes central to the debate as changes in property regimes influence private housing production. Following the 2023 earthquake, Law No. 7452 introduced the concept of “housing need,” centered on private interest, as a new paradigm allowing urban transformation without formal planning processes. This concept, defined as “public interest” in legal texts and administrative practices, materializes through urgent expropriation mechanisms.
Within this scope, the article critically examines the expedited expropriation practices implemented under Law No. 7452 on the grounds of “housing need,” which may undermine the constitutional guarantee of the right to property, in light of the jurisprudence of the Council of State. Furthermore, it is argued that urban law should be addressed within the framework of comprehensive planning, and that the institutionalization of emergency governance mechanisms may lead to a fundamental legal crisis in urbanization processes.
Urgent Expropriation Law No. 7452 Property Right Public Interest Urbanism
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 11 Haziran 2025 |
Gönderilme Tarihi | 6 Nisan 2025 |
Kabul Tarihi | 2 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 74 Sayı: 1 |