Ibn Sina’s Metaphysical ProofIn this paper I shall deal with İbn Sīnā’s views on proving God’s existence (Isbāt alWājib). Today, there have been hot debates among the philosophers whether Ibn Sina’s argument for God’s existence is ontological or cosmological. The majority of the philosophers argue that Ibn Sīnā, following Aristotle, tries to explain God’s existence by a way which moves from the created to The Creator; he does not offer an a priori argument but rather an a posteriori one. Analyzing İbn Sīnā’s views on being, modality, the distinction of essence and existence, the subjects and the aims of metaphysics, I claim that he is not trying to prove God’s existence through sensible things, moving from the created to the creator. On the contrary, Ibn Sīnā attempts to prove God’s existence by analyzing the nature of being qua being; in his argumentation God witnesses to the existence of the created not vice versa. At the end of the paper, by examining the similarities, more importantly, the differences between İbn Sīnā’s argument and the cosmological and the ontological ones, also by referring to the views of the most leading Avicennaist medieval Christian philosopher Henry of Ghent, I argue that his argument is neither cosmological nor ontological in Anselmian sense, but it is better to call it “The Metaphysical Proof.”
Bu makalede, İbn Sînâ’nın Tanrı’nın varlığını ispat hakkındaki görüşlerini konu edeceğim. Günümüzde İbn Sînâ’nın delilinin ontolojik mi kozmolojik mi olduğu konusunda felsefeciler arasında hararetli tartışmalar yaşanmaktadır. Onların çoğuna göre, İbn Sînâ, Aristo’yu takip ederek, Tanrı’nın varlığını yaratılmıştan Yaratıcı’ya giden bir yol ile ispatlamaya çalışmakta, önsel değil deneysel bir delil ortaya koymaktadır. İbn Sînâ’nın varlık, modalite, varlık-mahiyet ayırımı, metafiziğin konusu ve amaçları hakkındaki görüşlerini analiz ettikten sonra şunu iddia ediyorum: İbn Sînâ Tanrı’nın varlığını duyusallar vasıtasıyla, yaratılmıştan Yaratıcı’ya giden bir yol ile ispatlamaya çalışmaz. Aksine, o bunu, varlığın doğasını, varlık olması bakımından incelemek suretiyle yapar; onun delilinde Tanrı yaratılmışların varlığına şahitlik eder, yaratılmışlar O’nun varlığına değil. Makalenin sonunda İbn Sînâ’nın delili ile kozmolojik ve ontolojik deliller arasındaki benzerliklere, daha önemlisi farklılıklara işaret edip, ayrıca Orta Çağ Hıristiyan felsefesinin en önde gelen İbn Sînâcı filozofu olan Henry of Ghent’in görüşlerine atıfta bulunarak şunu ileri sürüyorum: İbn Sînâ’nın delili kozmolojik olmadığı gibi Anselmci anlamda ontolojik de değildir; en doğrusu onun deliline “Metafizik Delil” demektir
Diğer ID | JA59AF26TM |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 |