Human self-recognition, being himself and the process of individuation are the subjects of both the sciences of psychology and religion. Discovering one’s self-values and implementing them is an existential phenomenon. It is through the primary samples, the primary ideas (archetype / â’yân-ı sabite) given to man, that he does not feel himself as an alien to the world he was born to and he lives in since the birth. Should man did not have these latent images of his inner world, he would not be able to recognize them in the outer world. In this study, Jung’s notion of collective unconciousness and archetypes, which form the basis of his theories of analytical psychology and Ibn ‘Arabi’s notion of Â’yan-ı Sâbite, which, in the light of divine sources, had been worked out by him centuries ago, have been evaluated. The purpose is, to put forward the existence of man and of himself in terms of psychology of religion
İnsanın kendini tanıması, kendisi olması, kendileşme süreci hem psikoloji hem din bilimlerinin konusunu oluşturmaktadır. İnsanın kendine ait değerleri keşfetmesi ve yaşaması varoluşla ilgili bir olgudur. İnsanın doğduğundan itibaren doğduğu ve yaşadığı dünyaya yabancılık çekmemesi ona verilmiş olan ilk örnekler, ilk fikirler (arketip / â’yân-ı sâbite) sayesindedir. İnsan iç dünyasında sözkonusu gizil imgelere sahip olmasa dış dünyada onları tanıyamaz. Bu çalışmada psikoloji biliminde yaptığı çalışmalarla olduğu kadar teolojiye olan yakınlığıyla da bilinen Jung’un analitik psikolojisinin temelini oluşturan ortak bilinçdışı ve Arketipler Kuramı ile İslam Dünyası’nda konuyu asırlar öncesinde ilahi boyutta ele alan İbn Arabi’nin Â’yân-ı Sâbite’si değerlendirilmiştir. Bundan amaçlanan insanı ve insanın kendi olarak varoluşunu din psikolojisi bilimi açısından ortaya koymaktır
Diğer ID | JA25MS43TU |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 52 Sayı: 1 |