Les négociations d’adhésion à l’Union européenne se caractérisent par leur
aspect extrêmement rigoureux et complexe. C’est un processus asymétrique
qui met à la charge de l’État candidat à l’adhésion de satisfaire à des critères
de plus en plus stricts. L’État candidat trouve ainsi sa marge de négociation
particulièrement réduite. La situation de l’État candidat est d’autant plus
complexe que, après le dernier élargissement, la capacité d’absorption de
nouveaux États membres est désormais sujet à caution. La nouvelle
conception du processus d’élargissement qui en résulte semble même
proposer un statut de membre « secondaire ».
Avrupa Birliği üyelik müzakereleri son derece karmaşık ve titiz bir süreç kapsamında yürütülmektedir. Bu asimetrik nitelikli süreçte üyeliğe aday ülkeler gittikçe katılaşan kriterleri yerine getirme yükümlülüğünü taşımaktadır. Bu yükümlülük aday ülkelerin müzakere alanını yok denecek kadar daraltmıştır. Aday ülkelerin durumunu zorlaştıran bir başka etken de son genişlemeden sonra Avrupa Birliği’nin yeni üyeleri hazmetme kapasitesinin tartışılır hale gelmiş olmasıdır. Bu tartışmanın sonucunda genişlemeye dair yeni bir bakışın ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Bu yeni bakışın müzakere halindeki ülkelere bir çeşit “ikinci sınıf” üyelik önerdiğini öne sürmek mümkündür. Böylesi bir üyelik statüsününse Avrupa Birliği müktesebatının bütünlüğü ve korunması ilkesiyle ters düşeceği tartışılmazdır
Avrupa Birliği genişleme süreci üyelik koşulları aday ülke müktesebat
Diğer ID | JA62AB29YU |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2010 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 10 Sayı: 19 |