Özvarlık kavramı tam bir değişim süreci içindedir. Özvarlığın alışılmış tanımı miras ve devinim sözcüklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Nesilden nesile geçişi içerir ve statü değişikliğine, eşyaların ve göreneklerin kullanış şekillerindeki ve işlevlerindeki değişimlere yol açar. Uzun bir zaman, sanat ve mimarlık eserleri şeklinde kendini ifade eden,ulusal tarihe bağlı olarak tanımlanan özvarlık, aynı zamanda insanların anıları ve bellekleriyle de beslenmektedir. Bu açıdan iki değişik gerçeği bir arada barındırmaktadır. Bir yandan yasa ve yönetmeliklere dayanan evrensel, hukuki ve bilge bir tanım ; diğer yandan da, kişilerin bellekleri üzerine kurulmuş ve kişiye özgü bir tanım (Rautenberg, 2003). Bu ikinci tanımda özvarlık « nesnelerin, yörelerin, dil işaretlerinin, değerlerin, sosyal gruplar tarafından benimsenmesi ve sosyal kimliklerinin oluşumunun en önemli noktası olarak görülmesine bağlıdır » (Rautenberg, 2003 : 107). Yerelleşmiş tarım ve gıda ürünleri, yerel kültürleri de içine alacak şekilde açılmış bu sorunsalın içinde yer almaktadır. Burada söz konusu olan özvarlık, bir toplum tarafından tasarlanmış ve bir yöreye sıkı sıkıya bağlı olan yöresel kültürdür. Toplumun evriminde zaman ve mekan gibi temel öğeleri sorguladığı ve büyüme, ekonomik rasyonalite ve verimliliği yerleşiklik, kökleşme ve dayanışmanın yokedilmesine bağladığı bir konumda, özvarlığın bu şekilde tanımı daha da bir önem kazanmaktadır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Diğer ID | JA74FG75TY |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mayıs 2010 |
Gönderilme Tarihi | 1 Mayıs 2010 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 10 Sayı: 19 |