Tom Stoppard who is brought up by British Theatre in the twentieth century is one of the pioneer playwrights. He differs from his contemporaries with his dramatic life, outstanding identity and the eclectic dramatic works he produced. His plays, which particularly include thought-provoking discussions, are like funny puzzles to solve because he wishes to draw his audience into those discussions continuously running on his stage. Hapgood (1988), taking place in England during the cold-war years, is one of Stoppard’s plays in which information espionage is at the centre of discussion as the main concern. The play includes a lot of pieces of puzzle-formed thoughts and attitudes which belong to the characters of the play, the members of the British secret service. In Hapgood, Tom Stoppard discusses the identity of modern man, his freedom, loneliness and choices in detail by means of Heisenberg’s ‘Uncertainty Principle’, and a series of metaphors he establishes on the basis of science and art. The major characteristic feature of Hapgood is that it is the first screen play in the world which has taken physics as a subject matter on the stage so far. However, this work -in the projection of science and art- precisely evaluates Stoppard’s ideas focussed on the inner world of an ordinary individual.
Tom Stoppard, İngiliz Tiyatrosu’nun yirminci yüzyılda yetiştirdiği öncü tiyatro yazarlarından biridir. Dramatik yaşamı, sıra dışı kimliği ve ürettiği eklektik tiyatro yapıtları bakımından çağdaşı oyun yazarlarından ayrılır. Onun oyunları özellikle içerdikleri düşünsel tartışmalarla çözmesi eğlenceli bulmacalar gibidir. Çünkü yazar, izleyiciyi sahnesinde sürekli olarak tartıştığı yoğun düşüncelerin içine çekmek ister. Stoppard’ın soğuk savaş yılları İngiltere’sinde geçen, tartışmanın merkezinde bilgi casusluğu olan Hapgood (1988) da bu oyunlardan biridir. Oyun, İngiliz gizli servis üyesi kişilerinin çözülmesi kolay olmayan düşüncelerinden ve davranışlarından oluşan birçok yap-boz parçası içerir. Tom Stoppard, Hapgood’da Heisenberg’in Belirsizlik İlkesinden yararlanarak, bilim-sanat düzleminde kurduğu bir dizi eğretileme yoluyla çağdaş bireyin kimliğini, onun özgürlüğünü, yalnızlığını ve seçimlerini derinlemesine tartışır. Hapgood’un önemli bir özelliği de dünyada o ana dek fiziği konu alan ilk sahne oyunu olmasıdır. Bu çalışma ise Stoppard’ın özellikle bilim-sanat izdüşümünde sıradan bireyin iç dünyasına odaklandığı fikirlerini değerlendirir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2015 |
Gönderilme Tarihi | 13 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Cilt: 15 Sayı: 3 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.