Son yıllarda uluslararası alanda yaşanan güncel gelişmeler, devletlerin tanınmasına ilişkin tartışmaları yeniden gün yüzüne çıkarmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının akabinde önce eski Sovyet devletlerinin uluslararası topluma kabulüyle başlatabileceğimiz bu farklılıklar ve tartışmalar Yugoslavya’nın bir hayli sancılı olan parçalanma sürecinde en üst noktaya ulaşmıştır. Zira Yugoslavya’dan ayrılan devletlere getirilen yeni koşullar, tanıma kurumunun teoride baskın olan bildirici niteliğine ilişkin şüpheleri artırmış; kurucu görüşün ise elini güçlendirmiştir. Diğer taraftan, uluslararası literatürde, tanıma konusuna ilişkin birçok çalışmanın genellikle tanımanın kurucu veya bildirici nitelik taşıyıp taşımadığına odaklanması, tanımanın uygulamadaki boyutunu arka plana itmiştir. Ancak uygulamaya baktığımızda devletlerin tanınması göründüğü kadar basit bir süreç değildir. Bu süreç, hukuki niteliklerin yanında politik-ekonomik anlamlar da barındırmaktadır. Bu nedenle kapitalist devlet formunun geçmişten bugüne geçirmiş olduğu dönüşümlerin, uluslararası hukuktaki yansımalarıyla birlikte tanıma konusuna etkisi büyüktür. Kosova’nın tek taraflı olarak Sırbistan’dan ayrılması ise tanımanın bu yönünü, diğer bir deyişle emperyalist politikalarla olan bağını gözler önüne sermiştir. Günümüzde uluslararası gündemi işgal eden güncel sorunlar arasında yer alan Donetsk ve Luhansk’ta yaşanan gelişmeler de Kosova örneğinden hareket eden emperyalist politikaların bir sonucudur. Batılı devletlerin Kosova’da yaptığı gibi Ukrayna’da tanıma kurumu, Rusya tarafından bölgesel çıkarları gerçekleştirmek amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca, 11 Eylül saldırılarından sonra ABD emperyalizmi tarafından daha çok başvurulan işgal hukukuna başvurma yöntemi, bölgesel gücünü yeniden tesis amacı taşıyan Rusya tarafından Ukrayna’da kullanılmıştır.
Uluslararası Hukukun Dönüşümü Devletlerin Tanınması Emperyalizm Donetsk ve Luhansk
Çalışmanın, etik kurul izni gerektirmeyen çalışmalar arasında yer aldığını beyan ederim.
Recent developments have brought the debate on the recognition of states back to surface. Starting with the admission of former Soviet states to the international community, debates reached the highest point during the Yugoslavia’s disintegration process. New conditions imposed on the states, seceded from Yugoslavia raised doubts about declaratory nature of recognition, which was dominant in theory, and strengthened the hand of constitutive theory. Many studies on recognition have focused on whether recognition is constitutive or declaratory, which has pushed the practical dimension of recognition into the background. However, in practice, the recognition of states is not a simple process as it seems. It has political-economic meanings, along with legal ones. The transformations that the capitalist state form has undergone in history, together with its reflections in international law, have a great impact on the issue of recognition as well. The unilateral secession of Kosovo from Serbia has revealed this aspect of recognition, in other words, its connection with imperialist policies. The developments in Donetsk and Luhansk, which are among the current issues on the international agenda today, are also the result of imperialist policies based on the Kosovo example. As the Western states did in Kosovo, the notion of recognition was used by Russia in Ukraine to realize its regional interests. The method of resorting to the law of occupation, which was more frequently used by US imperialism after the September 11 attacks, has been used by Russia in Ukraine in order to reassert its regional power.
Transformation of International Law Recognition of States Imperialism Donetsk and Luhansk
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Uluslararası Siyaset, Uluslararası Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 22 Aralık 2023 |
Kabul Tarihi | 30 Mayıs 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 24 Sayı: 2 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.