During the Spanish Civil War just before the Second World War, revisionist countries Germany and Italy, and the Soviet Socialist Republics among the anti-revisionist countries confronted each other as the former supported the Nationalists and the latter supported the Republicans. During the Civil War, with initiation of the fighting sides and some powerful states that supported these sides, in 1937 there were some ship sinking incidents. Aids coming from the Soviet Socialist Republics were delivered through the Straits. Turkey was affected by piracy for the first time when, to stop these aids, two Republican ships in the exit of Çanakkale Strait, were sunk in August 1937. However, despite this result, Turkey did not take any measures against possible ship sinking incidents.
At the same time as the piracy in front of Çanakkale Strait, the fact that a foreign submarine was seen in the Sea of Marmara caused disturbance. Against this submarine which implied the violation of Montreux Agreement, many measures including sinking were taken by Turkey. The fact that foreign submarines were seen in the Sea of Marmara again and the inability to catch them, despite these measures, led to “anxiety about security” and the inability to identify these submarines led to the “problem of efficiency”.
the Mediterranean the Sea of Marmara Montreux Agreement Piracy Privateening
İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde yaşanan İspanya iç savaşında, revizyonist devletlerden Almanya ve İtalya Milliyetçileri, anti-revizyonist devletlerden Sovyetler Birliği ise Cumhuriyetçileri
destekleyerek karşı karşıya gelmişti. İç savaşta tarafların ve bu tarafları destekleyen bazı büyük devletlerin girişimleriyle 1937 yılında Akdeniz’de gemi batırma olayları yaşandı. Sovyetler Birliği’nin Cumhuriyetçilere yardımı Boğaz’lar üzerinden yapılmaktaydı. Bu yardımı engellemek amacıyla Çanakkale Boğazı’nın çıkışında iki Cumhuriyetçi geminin Ağustos 1937’de batırılmasıyla, Türkiye ilk kez deniz haydutluğundan etkilenmiş oldu. Ancak bu etkiye rağmen, Türkiye, karasularında tekrar yaşanabilecek gemi batırma olaylarına karşı bir tedbir getirmedi.
Çanakkale Boğazı önündeki deniz haydutluğu olaylarıyla eş zamanlı olarak, Marmara Denizi’nde yabancı bir denizaltının görülmesi, Türkiye’de büyük bir rahatsızlık yarattı. Montreux Anlaşmasının ihlali anlamına gelen Marmara Denizi’ndeki bu denizaltıya karşı, batırma da dâhil olmak üzere Türkiye tarafından çok kesin tedbirler alındı. Bu kesin tedbirlere rağmen Marmara Denizi’nde yabancı denizaltıların tekrar görülmesi, ancak yakalanamaması, Türkiye’de bu kez “emniyet endişelerinin” doğmasına, denizaltıları tespit etme konusunda “yetenek sorununun” yaşanmasına sebep oldu.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Mart 2018 |
Gönderilme Tarihi | 24 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 |