At the organizational level, the first conscious and systematic performance evaluations encountered in the private sectors (albeit limited, in some areas of the public administration) of powerful liberal-capitalist countries at the beginning of the 20th century were accompanied by performance management towards the last quarter of the century. Since the 1980s, with the public management practices that have become widespread worldwide, especially in Anglo-Saxon countries, a great importance has been given to performance and performance management in the public administration. In this way, performance (in terms of results) has become a goal in itself in the public administration as well as in the private sector, due to the dominance of business and market-oriented thinking and conditions. This transformation, on the one hand, has led to the restructuring of the relations between the trio of “politician-administrator-society” through a new conceptualization, and on the other hand, a differentiation in the values and principles of public service. The thesis of the article, in which the descriptive research method has been used, is that the shaping and reading of public services through the concept of performance as an end in itself is contrary to the nature and reason for the existence of the public administration. The originality of the article having been argued that performance in the public administration has become an end in itself stems from the presentation of an alternative perspective that prioritizes “human” instead of “performance”.
Performance Performance management New public management Public service ethos People-Oriented public administration
Örgütsel düzeyde, 20. yüzyılın başlarında güçlü liberal-kapitalist ülkelerin özel sektörlerinde (sınırlı da olsa kamu yönetiminin bazı alanlarında) karşılaşılan ilk bilinçli ve sistemli performans değerlendirmelerine, yüzyılın son çeyreğine doğru performans yönetimi eşlik etmiştir. 1980’li yıllardan itibaren, başta Anglo-Sakson ülkeler olmak üzere dünya genelinde yaygınlaşan kamu işletmeciliği pratikleriyle birlikte, kamu yönetiminde performansa ve performans yönetimine büyük bir önem verilmeye başlanmıştır. Bu şekilde, (sonuç yönüyle) performans; işletme ve piyasa odaklı düşünüş ve koşulların egemen olmaya başlaması nedeniyle, özel sektörde olduğu gibi, kamu yönetiminde de başlı başına bir amaca dönüşmüştür. Bu dönüşüm, bir yandan “politikacıyönetici-toplum” üçlüsü arasındaki ilişkilerin yeni bir kavramlaştırma üzerinden yeniden kurgulanmasına diğer yandan kamu hizmeti değer ve ilkelerinde bir farklılaşmaya yol açmıştır. Betimsel araştırma yönteminin kullanıldığı makalenin tezi, kamu hizmetlerinin bizzat bir amaç olarak performans kavramı üzerinden şekillendirilmesinin ve okunmasının, kamu yönetiminin kendi varlık nedenine ve doğasına aykırı olduğudur. Makalenin özgünlüğü; kamu yönetiminde performansın başlı başına bir amaç haline geldiğinin ileri sürülerek, “performans” yerine “insan”ı önceleyen alternatif bir bakış açısının sunulmasından kaynaklanmaktadır.
Performans Performans yönetimi Yeni kamu işletmeciliği Kamu hizmeti ruhu İnsan odaklı kamu yönetimi
Performans Performans yönetimi Yeni kamu işletmeciliği Kamu hizmeti ruhu İnsan odaklı kamu yönetimi.
Performans Performans yönetimi Yeni kamu işletmeciliği Kamu hizmeti ruhu İnsan odaklı kamu yönetimi.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kamu Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 7 Haziran 2023 |
Gönderilme Tarihi | 16 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 78 Sayı: 2 |