Öz
II. Dünya Savaşı’nda kapasitelerinin çok üzerinde yolcu taşıyarak büyük risklerle
karşılaşan gemiler doğal nedenlerle ya da çeşitli saldırılarla batmış ve büyük deniz faciaları
yaşanmıştır. Çalışmada II. Dünya Savaşı’nda dönemin ulusal basınında yer alan haberler
ışığında Salvador faciasının nasıl yaşandığı araştırılmış ve sonuçları ortaya konulmuştur. Bu
trajik olay Uruguay bandıralı Salvador gemisinin 1940 yılının sonlarında Bulgaristan’ın Varna
limanında başlayan, Marmara Denizi’ne ulaştıktan sonra Silivri sahili yakınlarında kayalıklara
çarparak batmasıyla yaşanmıştır. Facia incelenirken ilk aşamada teknik yönden yetersizlikler,
yolcuların durumu ve bürokratik mekanizmaların faciaya ilk andan itibaren müdahalelerine
odaklanılmıştır. 350’den fazla yolcunun bindiği gemi İstanbul’da bir süre duraklamış ve
hazırlıklarını yaptıktan sonra kılavuz kaptan eşliğinde yola çıkmıştır. Buna karşılık, teknik
aksamındaki arızanın ve hava koşullarının etkisiyle gemi kısa süre sonra 352 yolcusuyla
seyrederken Silivri yakınlarında batmıştır. Çalışmada II. Dünya Savaşı’nda dönemin ulusal
basınında Yeni Sabah, İkdam Sabah Postası, Cumhuriyet, Hakikat, Akşam, En Son Dakika ve
Kurun gazetelerinde yer alan haberler ışığında Salvador faciasının analizi amaçlanmıştır. İkinci
Dünya Savaşı yıllarında Salvador gemisi faciası Yahudi mülteciler meselesinin sonuçları
arasında ihmal edilmiş bir örnektir. Bu örnek tarihsel düzlemde göç ve iltica olgusunun önemini,
Türk dış politikasının denge mekanizmalarının yansımalarını çözümlemenin zorunluluğunu
ispatlayan örnekler arasında yer almıştır. Çalışma bu yönüyle sosyal ve iktisadi tarih
perspektifinden Yahudi mülteciler sorununun Türkiye’ye yansımalarını irdelemeyi öneren bir ön
çalışma özelliği de taşımaktadır.