In this study,one of the contemporaryTurkish thinkers Ş. Teoman Durali’s criticism of human imagination, which emerged as a result of the changes in the understanding of religion and morality caused by the scientific developments in Western thought after Descartes, will be criticized. Scientific developments in the West not only changed the view point of thinkers on religion, but also laid the ground work for the change in the meaning attributed to human in the philosophical sense. Human perception formed on the basis of the relation ship between science, philosophy and morality in Western thought, XVII. With the effect of imperialism and capitalism ideology that developed in the Western geography afterthe 19th century.It has had a significant impact on the way of thinking and life in the Islamic geography since the 19th century; As a result, it resulted in many positive or negative changes and transformations. Departing from this change and transformation, Durali talks about the problems caused by the dominance of the understanding of science based on "non-living" beingsafter Descartes (1596-1650) instead of the scientific thought built on "living" since Aristotle (384-322 BC); He criticizes the destruction of the sources of resistance of the human "self" in integration with the developments in biology, along with othersciences,the moral problem and the standardization activities brought by globalization. This situation has caused the problem of reducing the human being to a biological being and thus neglecting his spiritual structure.In the face of these problems, it is important that the Islamic geography and tradition of thought are the basis of the solution suggestions put forward by Durali and that he produce side as in thisway. This situation paved the way for Durali to try to solve the problems of his own geography, not with an orientalist perspective, but by confronting his own resources.
Bu çalışmada çağdaş Türk düşünürlerinden Ş. Teoman Duralı’nın Descartes sonrası Batı düşüncesindeki bilimsel gelişmelerin din ve ahlâk anlayışında meydana getirdiği değişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkan insan tasavvuru eleştirisi kritik edilecektir. Batı’daki bilimsel gelişmeler düşünürlerin dine bakış açısını değiştirdiği gibi felsefî anlamda insana yüklenen anlamın da değişimine zemin hazırlamıştır. Batı düşüncesindeki bilim, felsefe ve ahlâk ilişkisi zemininde oluşan insan algısı, XVII. yüzyıl sonrasında Batı coğrafyasında gelişen emperyalizm ve kapitalizm ideolojisinin etkisiyle XIX. yüzyıldan itibaren İslam coğrafyasında düşünce ve yaşam şekline etkide bulunmuş; böylece olumlu veya olumsuz birçok değişimlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu değişimlerden hareketle Duralı, Aristoteles (MÖ 384-322)’ten itibaren “canlı” üzerine inşa edilen bilimsel düşüncenin yerine Descartes (1596-1650) sonrası “canlı olmayan” varlıklar üzerine kurulan bilim anlayışının hakim olmasının getirdiği problemlerden bahsetmekte; diğer bilimlerle birlikte biyolojideki gelişmelerle entegrasyon içerisinde insan “ben”inin direnç kaynaklarının yıkıma uğramasını ve ahlâk problemini eleştirmektedir. Bu durum insanın biyolojik bir varlığa indirgenmesine ve böylece manevî yapısının ihmal edilmesi problemine sebep olmuştur. İşte bu problemler karşısında Duralı’nın ortaya koyduğu çözüm önerilerinin temelinde İslam coğrafyası ve düşünce geleneğinin olması ve bu minvalde düşünceler üretmesi önemlidir. Bu durum Duralı’nın kendi coğrafyasının problemlerini oryantalist bir bakış açısıyla değil kendi öz kaynaklarıyla yüzleşerek çözmeye çalışmanın yolunu açmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sistematik Felsefe (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 2 Ağustos 2023 |
Kabul Tarihi | 24 Ekim 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |