Eser üreticileri, içerisinde yaşadıkları dönemin toplumsal, ekonomik, kültürel şartlarından bağımsız değerlendirilemezler. Türkiye’de Yeşilçam’ın kendine özgü yapım ve dağıtım pratiklerinin hakim olduğu 1960-70 yılları arasında, dönemin biçimsel ve tematik unsurlarından farklı bir üretim yapmak isteyen Alp Zeki Heper, yaşamı ve eserleri Türkiye sinema tarihinde çok fazla konuşulmayan, kendi ve eserleri hakkında dönem içerisinde yayınlanmış röportajları ve bir iki inceleme dışında neredeyse hiç kaynak bulunmayan ve bu nedenle gizemini günümüze kadar koruyan sinemacılardan bir tanesidir. Heper’in özellikle “Soluk Gecenin Aşk Hikayeleri” (1966) adlı eseri, sansür nedeni ile hiç bir yerde yayınlanmamış, ölümünden sonra yapılmak istenen gösterimi ise vasiyeti üzerine iptal edilmiştir.
Bu makalede, Heper’in dönem içerisindeki sansür ve yapım pratikleri ile olan mücadelesini, yaşam içerisinde geçirdiği değişimi aktarırken Heper’in auteur kuram çerçevesinde, eserleri ve yaşamı incelenmekte, Heper’in eserleri arasında ulaşabildiğimiz iki kısa filmi, betimsel analiz ve içerik analizi kullanılarak çözümlenmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri (Çift kör hakem sürecinden geçmiş ve indekslenebilir makalelerdir) |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Haziran 2021 |
Gönderilme Tarihi | 3 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 7 Sayı: 13 |
All site content, except where otherwise noted, is licensed under a Creative Common Attribution Licence. (CC-BY-NC 4.0)